Examples of using "Encuentran" in a sentence and their turkish translations:
Her karşılaştıklarında, tartışırlar.
Bütün manyaklar da beni buluyor.
plastik yüzünden ölüyor.
Buradalar.
Can yelekleri sizin koltukların altında bulunmaktadır.
Biri madenlerde değerli mineraller bulur.
Sincaplar bu küçük çam fıstıklarını köknar ağaçlarından toplar.
Sadece birkaç özel yerde bulunur.
Zebralar ve zürafalar bir hayvanat bahçesinde bulunurlar.
Ama bir kere bu gücü bulduklarında mucizevi şeyler yapıyorlar.
Şubelerimiz tüm ülke çapında uzanır.
Solunda bulunan aletleri kullan.
Çok geçmeden kendilerini hayatlarını kurtarmak için savaşırken buluyorlar.
su evleri arabaları ve bulunduğu her şeyi sürükleyerek götürüyor
Yedinci katta dört lüks restoran var.
Bu kadar acele etmesini tuhaf bulmuyor musunuz?
Bu programla kırsal, ücra, ulaşılması zor dağlık yerleşimlerde yaşayan öğrencileri
Pek çok yıldız galaksiyi oluşturur.
Bu sözlerim sizin için: Dipsiz bir kuyuda değilsin.
Duygularımız otoritemizin kapsamı olduğu için
Hannibal'in kuvvetleri kendilerini ağır tipilerle savaşır halde buldular.
Doğunun ve batının kültürü bu ülkede buluşur.
Hackerlar, özel ya da kamuya açık ağlara gizlice girmek için yeni yollar arıyorlar.
Böceklerin organlarının çoğu karınlarındadır.
Ama en tepede hiçbir rahatlama ve hayır bulmazlar. Su.
Farklı mitolojilerde bu hazineyi bulan kişilerin lanetneceğinden bahsediliyor
tabi herkesi kastetmiyorum çok zor durumda olan aileler de var
Bazı değerli taşlar akuamarin, ametist, zümrüt, kuvars ve yakuttur.
Ancak Japonya hâlâ diğer ülkeler tarafından yeterince anlaşılamamıştır, ve Japonlar, aynı şekilde, yabancıları anlamayı zor bulmuştur.