Examples of using "Tuviera" in a sentence and their turkish translations:
Eğer...
- Zamanım olsa, sana yardım edebilirim.
- Zamanım olsaydı, sana yardım edebilirdim.
iki hayatım olsa
Keşke daha fazla zamanım olsa.
Keşke daha fazla arkadaşım olsa.
Keşke kanatlarım olsa!
Keşke çok param olsa.
Keşke bir arabam olsa.
Param olsa onu alabilirim.
Eğer param olsa, bir bilgisayar satın alırım.
inanmak öğretilmişti.
Zamanım olursa, Fransızca çalışırım.
Keşke çalışmak zorunda olmasam.
Zamanım olsaydı, sana yardım ederdim.
Keşke yanımda biraz daha param olsa.
Keşke uçmak için kanatlarım olsa.
Eğer olsaydı peynir yerdim.
Yani şahsen benim o kadar param olsa
Yeterli zamanım olsa, seninle konuşurum.
Keşke sınıfımız klimalı olsa.
Ben boş olsam, onun davetini kabul ederim.
Yirmi yaşında olsam oy verebilirim.
Bir arabam olsa iyi olur.
Zamanım olursa seni ziyaret ederim.
Keşke bir kız arkadaş için zamanım olsa.
Zamanım olsa sinemaya giderim.
Param olsaydı, bilgisayarı satın alırdım.
Param olsa, ona verirdim.
Keşke bir milyon dolarım olsa.
Belki Tom'un zamanı yoktu.
Keşke senin gibi bir arkadaşım olsa.
Keşke Tom'un sahip olduğu kadar çok param olsa.
Keşke seninle konuşmak için daha fazla zamanım olsa.
onların geçmişleri nasıl değişirdi?
Daha fazla zamanım olsa, nasıl dans edileceğini öğrenirim.
Yeterli param olsa, kitabı alırım.
Keşke bu raporları yapmak zorunda olmasam.
Keşke Rusça öğrenme fırsatım olsa.
Eğer param olsaydı, bu bilgisayarı satın alırdım.
Param olmasaydı bir ev almazdım.
Tom korkmuş olduğunu itiraf etmek istemiyordu.
Keşke iyi bir Fransızca sözlüğüm olsa.
Tom'un parası olsa burada olmazdı.
Param olsa bir bilgisayar alırım.
Keşke bunu yapmak için yeteneğim olsa.
Keşke Tom gibi bir erkek arkadaşım olsa.
Zamanım olsaydı daha çok müze gezerdim.
Keşke gitmemek için bir nedenim olsa.
Köpeğim olsa ona Tom derdim.
Keşke çok param olsa.
Param olsa, sık sık dışarı çıkar ve eğlenirim.
Yeterli param olsa, ben bu kitabı satın alabilirim.
Ben onun zayıf bir kalbi olduğunu bilmiyordum.
Uçmak için kanatlarım olsaydı, onu kurtarmaya giderdim.
Yeterli param olsa, ben yurtdışına gidebilirim.
İşim olmasa, bu kitapları okuyabilirim.
Ve bir fikrim olsa, onu sana söylemem.
Param olsaydı, bir dünya turu yapardım.
Bunu yapmaya devam ediyorum çünkü bildiğiniz gibi,
tam olarak bir dakika geçirmesi için bir kronometre var.
Yeterli param olsaydı o hoş arabayı alırdım.
Eğer bokun bir değeri olsaydı insan kıçsız doğardı.
Tom'un yeni romanımdan bir tane almasını istedim.
Bu kadar acele etmesini tuhaf bulmuyor musunuz?
Gözü yaşsız kimse yoktu.
Keşke kendime ait bir evim olsa.
Tom'un hiç Fransızca konuşamadığını bilmiyordum.
bu sayede de dengeli bir dönüş ekseni eğikliğinin yanı sıra,
eline bir fırsat geçtiğinde herkesten teker teker intikamını alıyordu
Tom Mary'nin bir ehliyeti olduğunu düşünmediğini söyledi.
Oraya gitmek için bir arabam olsa kütüphaneye giderim.
Şimdi 1,000,000 yenim olsa, bir araba alırım.
Tom'un para sorunları olsaydı bize bildirirdi.
Tom eline geçecek ilk fırsatta Mary'yi ziyaret etmeyi planlıyor.
Tom eline geçecek ilk fırsatta Mary ile konuşmayı planladı.
Okumak zorunda kalsam, her gün evde kalırım.
ve en yüksek puanı alan kişinin sınıf başkanı olacağını söyledi.
ve anladım ki büyük ihtimalle omurgasının alt tarafında
Yeni geline de bol bol çocukları olsun diye buğday saçılırdı
Daha çok param olsa daha büyük bir eve taşınabilirim.
Eğer yüzde 25 daha fazla gelirim olsaydı yaşamımdan daha hoşnut olurdum.
Param olsa, ona verirdim.
Kanatlarım olsa, sana uçarım.
Yeterli param olsa, onu satın alabilirim.
On yaşındayken, ne zaman on altı yaşımda olacağımı, hayatımın harika olacağını düşünürdüm.
Bu kek içinde peynir varmış gibi tat veriyor.
Tom eve yürümek zorunda kalmadan önce yağmurun duracağını umuyordu.
her zaman kendi kuvvetlerinin yeri ve gücü hakkında güncel bilgilere sahip olmasını sağladı ...
524.372'e kadar saymak zorunda kalsam, sıkılırım.
Tom hesabı ödemek için cüzdanında yeterli parası olduğunu düşünmüyordu.
Yapmam gerekeni yaptım, eğer bir kez daha yapmak zorunda olsam yine yapardım.
Bir adamın 11 tane koyunu varsa ve onların 9'u öldüyse geriye kaç tane koyunu kalmış olur?
On yaşındayken, ne zaman on altı yaşımda olacağımı, hayatımın harika olacağını düşünürdüm.
her adımda savaşmasını, mümkün olduğunda karşı saldırıda
Sanki yemek salonunda otururken yemek salonunun devamı varmış gibi görünüyordu duvarda
Bu kutularda yedi yerine sadece beş parça sardalya olması haksızlık.
Tom Mary'ye kendi probleminden bahsetmesine rağmen, onu nasıl çözeceğine dair onun herhangi bir tavsiyesini dinlemek istemiyordu.