Examples of using "Aire" in a sentence and their turkish translations:
Havaya ihtiyacım var.
Havasız ölecektik.
Bizim temiz havaya ihtiyacımız var.
Sadece biraz havaya ihtiyacım var.
Biraz temiz havaya ihtiyacım var.
Temiz havaya ihtiyacım var.
Hava sıcak oldu.
Havasız yaşamak imkansızdır.
Klima bozuk.
Bir nefes alın ve onu tutun.
Hava görünmezdir.
Biz temiz hava soluyoruz.
Hava nemli.
Biraz hava almalıyım.
Kirli hava soluyorum.
Bir klimanız yok mu?
Hava olmadan yaşayamayız.
- Ayda hava yoktur.
- Ay üzerinde hiç hava yoktur.
Hiç temiz hava soludun mu?
Nefes verirken,
Dalganın yanlış kısmında nefesimi tuttum,
Tamam, havadayız.
Hava nehirleri doldurur,
Lastikleri havayla doldur.
- Lastiğin çok az havası var.
- Tekerin çok az havası var.
Havasızlıktan öldü.
Açık havada egzersiz yapın.
Klimayı açabilir misiniz?
Çok yorgun görünüyordu.
Yazı tura atalım.
Ben temiz havayı severim.
Hava bile farklı kokuyordu.
Esen çok güçlü bir rüzgar var.
Bu oda klimalıdır.
Ama bu taraftaki hava daha sıcak gibi
Sıcak, nemli havaya.
Konu etrafımızı çevreleyen havadır.
bu canlı atmosfer içindeki dünyalıları temellendiren şeyler.
sözümona yapay ağaçlar yapabiliriz.
Havada bahar hissediyorum.
Keşke sınıfımız klimalı olsa.
Balon havada süzülüyordu.
Uzayda hava yoktur.
Soğuk hava Tom'u yeniden hayata döndürdü.
Bu nefes aldığımız hava gibidir.
Odanın kliması var mı?
Günü açık havada geçirdik.
Biraz temiz hava girsin.
Onun lastiklerine hava bastı.
Bu odada hava yok.
Ayda hava yoktur.
Onun hakkında gizemli bir havası var.
İlkbahar geldi.
Tom yazı tura attı.
Tom temiz hava almak için dışarı çıktı.
Temiz hava almak için dışarı çıktı.
Ben klimalı bir oda isterim.
Kendi kendine gelin güvey oluyorsun.
Burada bir hava göstergesi var mı?
Açık havada üç saat geçirdik.
Bu araba bir klima ile gelir.
Bu klima çok elektrik tüketir.
Top havada uçtu.
Tom temiz hava almak için dışarı çıktı.
Madeni parayı çevirdim.
Tom açık havada olmayı seviyor.
Havasız yaşanmaz.
Havanın içerideki ve dışarıdaki hareketinin arasında devasa bir fark var.
rüzgarda salınan bir balon gibidir,
Temiz hava ve yüze vuran güneş ışığı.
Açıklıkta ne kadar kalırsa...
Jeladalar açık alanda korunmasız olurlar.
Havada sihir asılı.
Havadan karbondioksit temizliyor.
o kişi havada yakalamaya çalışırdı
Hava ses için bir gereçtir.
Hava ve su olmasa, hiçbir şey yaşayamazdı.
- Lastik hava sızdırıyor.
- Lastik hava kaçırıyor.
Yapraklar havada fırıl fırıl dönüyordu.
Birazdan tekrar yayında olacağız.
Havadan daha hafif hissediyorum.
Sabahleyin hava serin.
Sadece biraz temiz hava almak istiyorum.
Hava yoluyla seyahat edebilme yeteneğine.
metrelerce seyahat edebilmesi gerekir
İnsanlar havasız var olamaz.
- Gözlerinizle havayı göremezsiniz
- Havayı gözlerinle göremezsin.
- Gözlerinle havayı göremezsin.
Pencereyi aç ve temiz hava alacaksın.
Onun planı hâlâ karara bağlanmadı.
- Havada rahatsız edici bir koku var.
- Havada iğrenç bir koku var.
Tom taze havayı sever.
Hava, yaşamak için vazgeçilmezdir.