Examples of using "Afortunado" in a sentence and their turkish translations:
Kendini şanslı düşün.
Ne kadar şanslıyım!
Kendini şanslı hissediyor musun?
O şanslıydı.
Şanslı olan kim?
Tom şanslı hissetti.
Ben şanslı bir adamım.
Şanslı bir adamsın.
Tom çok şanslıydı.
Tom çok şanslı olmalı.
Bugün çok şanslıydım.
Tom'un şanslı olduğunu düşünüyorum.
Seninle burada karşılaşmak ne şans.
Ne kadar şanslısın!
Ben çok şanslıyım.
Samimi arkadaşlarım olduğu için şanslıyım.
Şanslısın ki ölmedin.
Hayatta olduğum için kendimi şanslı hissediyorum.
Seninle burada karşılaştığım için ne kadar şanslıyım!
Passportu çok şanslı bir insan.
- Tom şanslı idi.
- Tom şanslıydı.
Tom çok şanslı olduğunu düşündü.
Petrolün keşfi şanslı bir rastlantıydı.
Ama o şanslıydı.
O böyle bir karısı olduğu için şanslı.
Tom kendini şanslı olarak addetti.
Bir aktör olarak gerçekten kutsanmışım.
Öyle şanslı da aramızda var mı bilmiyorum
Ne kadar şanslı olduğunun farkında değilsin.
O, treni yakalamak için yeterince şanslıydı.
Bu bir sanat ve şanslı bir kaza aslında.
Arkadaşın çok şanslı.
Ben çok şanslıydım.
Tom ne kadar şanslı olduğunun farkında değil.
Başarmamın nedeni şanslı olmamdı.
Tom, iyi bir iş bulacak kadar şanslıydı.
- Beni umursayan arkadaşlarım olduğu için çok şanslıyım.
- Beni düşünen arkadaşlara sahip olduğum için çok şanslıyım.
- Beni önemseyen arkadaşlarım olduğu için çok şanslıyım.
Çok, çok şanslıydım.
Kumarda kazanan aşkta kaybeder.
Kouji şanslıydı; onun trafik kazası yalnızca arabasının yanında küçük bir çizik bıraktı.
Böyle arkadaşlarınız olduğu için çok şanslısınız.
Vurulmadığın için şanslısın.