Examples of using "1950" in a sentence and their turkish translations:
Picasso, 1950 yılında bu resmi yaptı.
Yıl 1950 fakat giyim kuşamı 1950'ye uygun değil bu adamın daha eski duruyor.
8 Ocak 1950'de Tokyo'da doğdum.
1950'de Kuzey Kore Güney Kore'yi istila etti.
1950'de ABD nüfusu 150 milyondu.
1950'ler doğu ve batı arasındaki bir soğuk savaş yoluyla karakterize edilir.
1950'lerde ve 60'larda John Coltrane'in ilgisini çekmiş bu şekiller,
1950'lerin sonlarında annem bir şişe rom almak istemiş, ve Ontario tekel bayiindeki görevli ona kocasının yazılı izninin olup olmadığını sormuş.