Examples of using "¡viene" in a sentence and their turkish translations:
İşte o geliyor.
Bu uyar mı?
Gelen bir araba var.
Birisi geliyor.
Birisi geliyor.
Bir şey geliyor.
Birisi geliyor.
O geliyor.
O geliyor.
O ne zaman gelir?
Kim geliyor?
O benimle geliyor.
Gerçekten geliyor musun?
- İşte o geliyor.
- Buraya geliyor.
Tom geliyor mu?
Tren geliyor!
- Daha sonraki sizin sıranız.
- Sıra sizde.
İşte o geliyor.
Kral geliyor.
O Cenevizli.
Kimse gelmiyor.
İşte Tom geliyor.
O da geliyor mu?
Tom ne zaman geliyor?
Tom gelmiyor.
O da geliyor mu?
Değişim gelir.
O, İngiltere'den geliyor.
O buraya gelir mi?
- Kim benimle gelecek?
- Kim beninle geliyor?
Tom yakında geliyor.
Bir fırtına geliyor.
Bir sürü ünlü kişi buraya gelir.
Bakın, bir tane geliyor.
İşte geliyor. Hadi. Hadi.
Tamam, işte helikopter geliyor.
Anne imdada yetişiyor.
ve buradan gelmektedir
İşte hocamız geliyor.
Dikkat! Gelen bir araba var.
- Çok dikkat et! Gelen bir araba var!
- Dikkat! Araba geliyor!
Dikkat edin! Gelen bir kamyon var!
İşte otobüs geliyor.
İşte tren geliyor.
Otobüs geliyor.
Paris'ten geliyor.
O İngilterelidir.
Tom Boston'ludur.
O, derhal geleceğini söylüyor.
O Gallerli.
O Cenovalı.
Tom yolda.
İşte garson geliyor.
Tren burada.
O İtalyalıdır.
- Polis geliyor.
- Polisler geliyor.
O nerelidir?
İşte otobüs geliyor!
O genellikle zamanında gelir.
O muhtemelen gelecek.
O güneylidir.
O Almanyalı.
O yemek yedikten sonra gelir.
Kimin geldiğini bilmiyorum.
O bizimle geliyor.
O, kuzeyden geliyor.
O Hindistanlı.
Ne zaman sizin için uygun olurdu?
Ve başka kim geliyor?
O, her gün buraya gelmez.
Tom her gün buraya gelir.
Gelecek hafta görüşürüz.
Bill gelecek hafta geri gelecek.
Süt ineklerden gelir.
Tom her gün buraya gelmiyor, ama oldukça sık geliyor.
Mary'nin kız kardeşi yarın geliyor.
Yani, gelir ve gider.
Yemekler dahil mi?
Bak, tren buraya geliyor.
O gelirse, ona ne söylemem gerekiyor?
O nadiren beni görmeye gelir.
Karısı Kaliforniyalıdır.