Translation of "$25" in Turkish

0.019 sec.

Examples of using "$25" in a sentence and their turkish translations:

- Yo tengo 25 años.
- Tengo 25 años.

Ben yirmi beş yaşındayım

Tengo 25 años.

25 yaşındayım.

Ahora, 25 años después,

Şimdi ise, 25 sene sonra,

Se casó con 25 años.

O, 25 yaşında evlendi.

Descubiertos hace 20 o 25 años;

Yerleşik avcı-toplayıcıların olması,

En este minibús caben 25 personas.

Bu minibüs 25 yolcu alıyor.

- La Navidad es el 25 de Diciembre.
- La Navidad es el día 25 de diciembre.

- Noel günü 25 Aralıktır.
- Noel 25 Aralıktadır.

Cada día durante los últimos 25 años.

gibi bir manşet atabilirlerdi.

Hoy ocurrió un incidente hace 25 años

günümüzde ise bundan 25 yıl önce bir olay meydana geldi

¡Sólo faltan 25 días para el evento!

Etkinliğe sadece 25 gün vardır!

Mira el mapa de la página 25.

Sayfa yirmi beşteki haritaya bak.

La Navidad es el 25 de Diciembre.

- Noel günü 25 Aralıktır.
- Noel 25 Aralıktadır.

El 25 % de la audiencia era blanca.

Dinleyicilerin yüzde 25'i beyazdı.

Los jóvenes representan el 25% de nuestra población.

Nüfusumuzun yüzde 25'i genç.

Y no lo sabíamos hasta hace 25 años

ve bizim bundan 25 yıl öncesine kadar haberimiz dahi yoktu

El lago tiene aproximadamente 25 metros de profundidad.

Göl yaklaşık 25 metre derinliğindedir.

Tom está de cumpleaños el 25 de marzo.

Tom'un doğum günü 25 Mart'tır.

La Navidad es el día 25 de diciembre.

Noel 25 Aralık'tadır.

Solo pasan un 25 % de sus charlas divulgando hechos

sadece konuşmalarının yüzde 25'ini bilgi aktarmaya

Hasta que lo aprendió por casualidad hace 25 años

tesadüfen 25 yıl öncesinde öğreninceye kadar

Era un barco con una tripulación de 25 marineros.

25 denizciden oluşmuş mürettebatı olan bir gemiydi.

En nuestra clase hay 25 chicos y 20 chicas.

Sınıfımızda yirmi beş erkek ve yirmi kız var.

Isaac Newton nació el 25 de diciembre de 1642.

Isaac Newton 25 Aralık 1642'de doğdu.

Hace nada, 25 años, pensábamos que después de la pubertad,

25 yaş kadar küçük olduğunuzda, yaklaşık ergenlikten hemen sonra,

Alrededor de 20-25 personas no conocían a 30 personas

yan 20-25 kişi civarında bilemedin 30 kişi

Mary ya tiene 25 años, pero tiene voz de niña.

Mary 25 yaşında ama sesi çok ince.

Hay un 25 % de probabilidad de encontrar depredadores cerca del río.

"Yırtıcı hayvan bulma olasılığı nehir yakınlarında yüzde 25'tir.

Ellos descuentan el dinero que reciben mintiendo por cerca del 25 %.

aldıkları parayı yalan söyleyerek yaklaşık %25 eksiltiyorlar.

Berthier era un general de brigada con 25 años de servicio,

Berthier, askeri örgütlenme ve komuta sorunları üzerinde çalışmış ve çok düşünmüş

Con 25 letras, "anticonstitutionnellement" es la palabra más larga en francés.

25 harf uzunluğunda olan ' anticonstitutionnellement ' Fransızcada en uzun kelimedir.

A los 25 años, ella había vivido en cinco países diferentes.

O, 25 yaşına kadar beş farklı ülkede yaşadı.

La condena de Tom fue de 25 horas de servicio comunitario.

Tom'un cezası 25 saatlik toplum hizmetiydi.

- Dima se acostó con 25 hombres en una sola noche, y después los mató.
- Dina durmió con 25 hombres en una noche y después los mató.

Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü.

Si tuviera 25% más de ingresos, estaría más satisfecho con mi vida.

Eğer yüzde 25 daha fazla gelirim olsaydı yaşamımdan daha hoşnut olurdum.

Sabemos que la vida del murciélago es de entre 25 y 40 años.

yarasanın ömrünün 25 ile 40 yıl arasında olduğunu biliyoruz

Es un hogar para ayudar a mujeres jóvenes de entre 18 y 25 años

Burası, opiyat bağımlılığı olan 18-25 yaş arasındaki

En la cámara que estoy usando ahora, tomo videos tomando 25 cuadros por segundo

benim şu an kullandığım kamerada ben saniyede 25 kare görüntü alarak video çekiyorum

Se considera que una persona con un IMC de 25 a 29 padece sobrepeso.

Vücut kitle endeksi 25 ile 29 arasında olan bir kişi kilolu olarak düşünülmektedir.

- Se casó con 25 años.
- Se casó a los veinticinco.
- Se casó cuando tenía veinticinco.

O, yirmi beş yaşındayken evlendi.

Hombres y mujeres entre las edades de 25 y 54 tienen las vidas más estresantes.

25 ve 54 yaşları arasındaki erkekler ve kadınlar en stresli yaşamlara sahiptir.

Entonces toma 25 fotos y crea una grabación de video al agregarlas una tras otra en segundos.

Yani 25 tane fotoğraf çekiyor saniyede bu fotoğrafları arka arkaya ekleyerek bir video kaydı oluşturuyor

—¡Tu cara está por toda la BBC, Dima! —exclamó Al-Sayib— ¡Dicen que te acostaste con 25 hombres y después los mataste! ¡¿Cómo demonios lo hiciste?!

"Yüzün BBC'nin her yerinde, Dima!"Al-Sayip bağırdı. "Onlar 25 adamla uyuduğunu va sonra onları öldürdüğünü söylüyorlar! Allah'ın belası bunu nasıl yaptın!