Examples of using "факт»" in a sentence and their turkish translations:
O bir gerçek.
O bir gerçek mi?
Bu gerçek bir olaydır.
O kanıtlanmış bir gerçek.
Bu sorgulanamaz bir gerçek.
O bir gerçekti.
O bilimsel bir gerçek mi?
Bu tartışılmaz bir gerçektir.
İlginç bir bilgi daha:
şunu da söylememe izin verin:
Burada ortak olan şey,
O, o gerçeği yalanladı.
O gerçek inkar edilemez.
O sadece bir gerçeği ifade ediyordu.
Ben sadece bir gerçeği ifade ediyorum.
Bu bir gerçek mi yoksa bir fikir mi?
Bu iyi bilinen bir gerçek.
Ermeni Soykırımı tarihsel bir gerçektir.
Bilgi veri değildir,
insanlık tarihinin en büyük gerçeği.
O gerçeği vurgulamalısın.
O, gerçeği gizlemeye çalıştı.
Bu gerçek onun suçsuzluğunu kanıtlar.
Belediye başkanı bir rüşvet aldığını inkar etti.
Bu gerçeği unutmaya eğilimliyiz.
Bu önemli gerçeği gözden kaçırdık.
O bir varsayım, bir gerçek değil.
Bunu kesin olarak biliyor musun?
Bu gerçek şimdiye kadar bilinmiyordu.
O bir fikir değil. O bir gerçek.
Bu gerçek onun masumiyetini kanıtlıyor.
Bu inkar edemeyeceğin bir gerçektir.
Gerçeğin farkındayım.
Sigara içmenin sağlık için bir tehlike olduğu bir gerçektir.
Onların buraya geldiği gerçeği inkar edilemez.
O, gerçeği benden gizledi.
Şimdiki zaman, tek gerçeklik ve tek kesinliktir.
- Bu gerçeğin kayıtlara geçirilmesini rica ediyorum.
- Bu unsurun da tutanağa geçirilmesini rica ediyorum.
Bu gerçek unutulmamalı.
Bu gerçek onun dürüst olduğunu gösteriyor.
- Rüşvet kabul ettiğini inkar etti.
- Rüşveti kabul ettiğini inkâr etti.
Tom hapiste olduğu gerçeğini gizledi.
Gerçeği ondan saklayamazsın.
sizlere niçin ve nasıl tarım endüstrisinde
O gerçeği kurgudan ayıramaz.
O gerçeğin çok önemli olduğunu düşünüyorum.
ve beyaz Amerikalıların esaslı çoğunluğunun böylesi çiğ ve keskin
hatalı olduğunuz gerçeğini zihnimde nasıl yorumlayacağım?
Bir hikâye gerçek değildir çünkü doğru olmayabilir.
Yoksa bu birlikte yaşamamız gereken hayatın bir gerçeği mi?
Ama bu problemlerin devam etmesi
Biz büyüttük aslında bunu,bizler sayesinde buralara geldi.
Gerçeği sizden saklayamam.
Onun gerçeği bilebilmesi mümkün mü?
Gerçeği mümkün olduğunca açık şekilde açıkla.
Fakat hakikaten, hiç kimsenin doğru projeksiyonu olmadığı gerçeği değişmedi.
O, bir tezgahtar olduğu gerçeğini gizlemişti.
Örümceklerin böcek olmadıkları iyi bilinen bir gerçektir.
Sonra ahtapotun yalnız bir yaratık olduğu gerçeğini düşünün
Ticari ve ticarileşmeye başlayan çiftliklerin
Dünyanın yuvarlak olduğu gerçeğini kimse inkar edemez.
Tekrar ediyorum çünkü bu sadece bir bilgiydi ve bu hatırlanabilir değil.
Bütün dünyada içerik teyit edenlere eğitimler veriyoruz.
Yaşlandığını dikkate almamız gerekir.
Bu inkar edemeyeceğin bir gerçektir.
ve onun, ilk tescilli markanın alkollü bir içecek olmasının
Ve hâlâ günden güne anlıyoruz ki
Bunu idrak etmek için önümüzde 70 yıl ve fazlası yok.
Sebepsiz bir şey olmayacağı gerçeğini kimse inkar edemez.
Onun herhangi bir parayı kabul etmemesi gerçeği onun dürüst bir adam olduğunu gösterir.
Tom çeviri yaparken yardıma ihtiyacı olduğu gerçeğini kabul etmek istemiyor.
Tom'un sürekli tartışması onun sınıf arkadaşlarından bazılarını kızdırmaktadır. Fakat, sınıfın çoğu onu görmezden gelmeyi henüz öğrendi.
Kimse dünya ekonomisinin Amerikan ekonomisinin etrafında döndüğü gerçeğini reddedemez.
Tom bana Mary'nin görünüşünü tanımladığında, onun çok şişman olduğu gerçeğini atladı.
Tatoeba ilkeleri altında, üyelerin sadece kendi anadillerinde cümleler eklemeleri ve/veya anlayabilecekleri bir dilden anadillerine tercüme yapmaları önerilir. Bunun sebebi de kişinin, anadilinde doğal olan cümle kurmasının çok daha kolay olmasıdır. Anadilimiz dışında bir dilde yazdığımızda ise kulağa tuhaf gelen cümleler oluşturmamız çok kolaydır. Lütfen cümleyi sadece ne anlama geldiğini bildiğinizden eminken tercüme ettiğinizden emin olunuz.