Examples of using "услышала" in a sentence and their turkish translations:
Ve şunu duydum,
- Bir gürültü duydu.
- Bir ses duydu.
Leyla gürültülü bir ses duydu.
Onun sesini duyduğunda geriye döndü.
Haber onu gözyaşlarına boğdu.
Onun bunu duyması önemli.
O, haberi duyduğunda kontrolü kaybetmişti.
Mary bir gürültü duydu.
Kapıda bir vurma sesi duydum.
Onun çığlık attığını duydu.
Tom'u duydum.
Tom'u duydu.
Mary Tom'u duydu.
O, yardım çağrısı yapan birini duydu.
Bu çalgının sesini ilk duyduğumda
O haberi duyar duymaz gözyaşlarına boğuldu.
Haberi duyduğunda, o şaşırmış olabilir.
Onun hikayesini duyduğunda şok oldu.
Haberi duyduğunda benzi sarardı.
Ama bu sefer, yeni bir ses duydum.
ve anahtarın kilitlenişini duydum.
O, onu duyar duymaz buraya geldi.
Bir kurt uluması duydum.
O, haberi duyar duymaz benzi attı.
O onun sesini duyduğunda onun mutsuzluğu mutluluğa döndü.
Bu şarkıyı duyduğum ilk zamanı hatırlıyorum.
O otobüsten inerken isminin çağrıldığını duydu.
Nicole onun sevdiği şarkıcının öldüğünü duyunca, gözyaşlarına boğuldu.
Haberi duyunca panikledi.
Kapıda bir vurma sesi duydum.
O, gecenin ortasında uyandı ve mutfaktan gelen garip bir ses duydu.
Dediğini duydum.
Oğlunun uçak kazasından sağ kurtulduğunu duyduğunda sevinç çığlığı attı.
Bunu nerede duydun?
Onun alt kata geldiğini duydum.
Bir düşme sesi duyduğumu sandım.
Bir şey duydum.
Onu duymamıştım.
Haberi duyunca, benzi sarardı.
Tom bunu dinlemeni istiyor.
Gelemediğini duyduğumda hayal kırıklığına uğradım.
Ben kapının açıldığını duydum.
Ben onun hikayesini duyduğumda onun için üzüldüm.