Examples of using "шум" in a sentence and their turkish translations:
Tom bir gürültü duydu.
Gürültü beni rahatsız ediyor.
Bir gürültü duyduk.
Gürültü Tom'u ürküttü.
Gürültü sağır ediyor.
Gürültü durdu.
Gürültüden nefret ediyorum.
Bir gürültü duydum.
Bu gürültü ne?
O gürültü nedir?
Alışılmadık bir ses duydum.
- O, gürültü hakkında şikâyet etti.
- O, gürültü hakkında şikâyette bulundu.
Gürültü nereden geliyor?
Ben üst katta bir gürültü duydum.
Ben dışarıda bir gürültü duydum.
Gürültü strestir,
Gürültü bebeği uyandıracak.
Gürültü bebeği rahatsız etti.
Gürültü beni uyandırdı.
Gürültü onu korkuttu.
Gürültü giderek azaldı.
Bu gürültüyü durdur!
Bir gürültü onu uyandırdı.
O, gürültü ile uyandırıldı.
Tom gürültüyü duydu.
- Bir gürültü duydu.
- Bir ses duydu.
Ben gürültü duyuyorum.
O gürültüyü duydu.
Gürültü beni uyandırdı.
Beni uyandıran gürültü.
Gürültü devam etti.
Onlar bir gürültü duydu.
Gürültü kuşları uzak tutar.
Bütün o gürültü nereden geliyor?
Babam trafik gürültüsü hakkında şikayet etti.
O gürültü neydi?
Gürültü, benim uykumu rahatsız etti.
Ani ses kuşları dağıttı.
Gürültü uykusunu rahatsız etti.
- Sese nasıl dayanıyorsun?
- Sese nasıl dayanıyorsunuz?
- Gürültüye nasıl katlanıyorsunuz?
Bütün bu gürültü ne?
Gürültü, köpeği havlattı.
Tuhaf bir gürültü duydum.
Gürültüyü duydun mu?
- Yabancı bir ses duydum.
- Tuhaf bir ses duydum.
- Tuhaf bir gürültü duydum.
Bu gürültü beni rahatsız ediyor.
Gürültü giderek arttı.
Gürültü Tom'u rahatsız etmedi.
Tom okyanusun sesini dinledi.
Tom tuhaf bir ses duydu.
Ben orada bir gürültü duydum.
Tom gürültü hakkında şikâyette bulundu.
Leyla gürültülü bir ses duydu.
Tom dışarıda bir gürültü duydu.
Gürültü bizi rahatsız etmez.
Böyle gürültü yapma!
Gürültü çalışmamı engelledi.
Bu gürültü beni deli ediyor.
Arkamda bir gürültü duydum.
Bu gürültü beni deli ediyor.
Gürültüden kafanızın karışması çok kolay.
Gürültü, istenmeyen ses olarak tanımlanır
çünkü gürültü yaygın bir şey
Gürültü sinirlerimi bozuyor.
Gece yüksek sesli bir gürültü onu korkuttu.
Odadan gelen yüksek bir ses vardı.
Tom aşırı gürültüden yakındı.
O, mutfaktan bir gürültü duydu.
Bütün gürültü nedir?
Gürültü sinirlerimi bozdu.
Onlar arkalarında bir ses duydular.
O, gürültü yaptı.
Ah, o gürültüyü lütfen durdurun!
O korkunç ses nedir?
O gürültülü oldukları için onları cezalandırdı.
Gürültü tüm kasabayı telaşlandırdı.
Mary bir gürültü duydu.
Çok yüksek bir gürültü duydum.
Bu ses de neydi?
Hey, bu gürültü nedir?
Yatak odasında bir gürültü duydum.
O, gürültü hakkında ona şikayetçi oldu.
Yatak odasında bir gürültü duydum.
- Gürültüye dayanamam.
- Gürültüye katlanamam.
Gürültü beni uyanık tuttu.
Mutfaktan gelen garip bir ses duydum.
O gürültüye artık dayanamıyorum.
Gözlerimi kapadım ve okyanusun sesini dinledim.
Bu gürültüye daha fazla dayanamıyorum artık.
- Tom gürültüden rahatsız olmadığını söyledi.
- Tom gürültünün kendisini rahatsız etmediğini söyledi.
- Tüm bu gürültüye katlanmak zorundasın.
- Bütün bu seslere tahammül etmek durumundasın.
Gürültü beni uykumdan uyandırdı.
Dün gece büyük bir kargaşa yaptılar.
Tom bitişik odada bir gürültü duydu.