Examples of using "тарелку" in a sentence and their turkish translations:
Tabağı kim kırdı?
Neredeyse tabağı düşürüyordum.
Garson yeni bir tabak getirdi.
Biz bir uçan daire gördük.
Yanlışlıkla tabağı düşürdüm.
Tom tabağını yalayıp temizledi.
Ali tabağını sıyırdı.
Sanırım Tom tabağı bilerek kırdı.
havuzun üzerine bir plastik tabak koyun
Biri bu tabağı kırdı.
Dün büyük bir kase bezelye çorbası yedim.
Tom tabağına biraz salata koydu.
Ben bir uçan daire gördüm.
Tom tabağına biraz patates püresi koydu.
Kız kardeşim tabağını yere düşürdü.
Bana tabağını uzat ve sana biraz daha et vereceğim.
Tom sandviç tabağını Mary'nin önündeki masaya koydu.
Tom bir parça et kesti ve onu tabağının üzerine koydu.
Jack kırdığı tabağı sakladı fakat küçük kız kardeşi onu gammazladı.