Examples of using "силён" in a sentence and their turkish translations:
Bir aslan güçlüdür.
Bir öküz kadar güçlü.
Yeterince güçlü değilsin.
Tom son derece güçlü.
Tom bu tür şeyde iyidir.
Bill matematikte iyidir.
O ragbide iyidir.
Ben matematik iyiyim.
O, bir at kadar güçlü.
Bir aslan güçlüdür.
Tom matematikte iyidir.
Tom bu konuda iyidir.
John matematikte iyidir.
Matematikte iyi misin?
Ben bu konuda iyiyim.
- Tom güçlü.
- Tom güçlüdür.
Tom bir öküz kadar güçlü.
Tom aritmetikte iyidir.
Yeterince güçlü değildim.
John matematikte iyidir.
O her zamankinden daha güçlüdür.
Tom biyolojide iyidir.
Tom her zamanki kadar güçlü.
- Ben Almancada zayıfım.
- Almancam zayıf.
O küçük, ama güçlüydü.
Bu konuda iyi değilim.
Latincede iyi değilim.
Matematikte iyi değilim.
Teniste kötüyüm.
Tom Fransızcada iyi değildir.
Japoncada iyiyim.
O matematikte iyi değildir.
Matematiği çok iyi.
Ben halkın önünde konuşmakta iyi değilim.
Ben eskisi kadar güçlüyüm.
O, matematikte çok iyi değildir.
O, eskisi gibi güçlü değil.
Onu kaldırmak için yeterince güçlüdür.
Fransızcada çok iyi değilim.
Rusçada iyi değilim.
Onu yapmak için yeterince güçlü değilim.
Tom bu tür şeyde iyidir.
Tom matematikte çok iyi değildir.
Tom onu kaldırmak için yeterince güçlü.
O zamanlar genç ve güçlüydüm.
Tom güçlüydü.
Tom bunda çok iyi değil.
Satrançta çok iyi değilim.
Tom onu kaldırmak için yeterince güçlü değil.
Ben matematikte pek iyi değilim.
Tom matematikte iyi değildi.
Bu mesajın ne kadar kuvvetli olduğunu biliyordum.
Matematikte iyi değildim.
Fransızcada hiç iyi olmadım.
Tom matematikte asla çok iyi değildi.
Fransızcada asla çok iyi olmadım.
Matematikte hiç çok iyi değildim.
Tom teniste iyidir, şüpheye yer yok.
Sen güçlüsün.
Tom matematikte o kadar iyi değil.
Tom matematikte iyidir.
"Bunda çok iyi değilim." "Ben de."
Tom'un Fransızca'da iyi olmadığını biliyordum.
Tom'un satrançta iyi olmadığını biliyordum.
Tom yeterince güçlü değildi.
Güçlü değilim.
Tom'un iyi olduğu tek spor tenistir.
- O, İngilizcede zayıftır.
- O, İngilizcede zayıf.
Tom satrançta iyidir.
O çok güçlüdür-- o kadar güçlüdür ki hiç kimse onu yenemez.
Bir takım sadece en zayıf üyesi kadar güçlüdür.
Ben onda iyi değilim.
Ben sporlarda kötüyüm.
Okulda Fransızca öğrendim ama onda çok iyi değilim.
Tom matematikte iyi değildir.
Tom coğrafyada iyidir, değil mi?
Ben bunda hiç iyi değildim.
Şarkı sözleri yazmada o kadar iyi değilim.
Tom bir öküz kadar güçlü ama buna rağmen bir korkak.
Kusura bakma, açıklama yapma konusunda kötüyüm.
Bunu yapmada iyi değilim.
Şarkı söylemede hiç iyi olmadım.
Sen güçlüsün.
Tom senin satrançta iyi olduğunu söyledi.
Matematikte hiç iyi değildin.
Tom olduğunu düşündüğün kadar güçlü değil.
Tom bunu yapmada pek iyi değildi.
Hâlâ gençsin ve güçlüsün.
İngiliz edebiyatında çok bilgilidir.
İyi olduğun şey bu.
Güçlüydüm.