Examples of using "недостаточно" in a sentence and their turkish translations:
yetmemiş
Yeterince büyük değil.
Yeterince su yok.
O yeterli değil.
Cezaevleri yeterli değil.
O yeterli değil mi?
Yeterli ekmek yok.
Yeterince süt yok.
Yeterli yiyecek yok.
Yeterli zaman yok.
Aşk yeterli değildir.
Yeterli çalı yok.
- Vaatler yeterli değil.
- Verilen sözler nafile.
Yeterince sabırlı değildim.
Yeterince çok çalışmıyorsun.
Sizden biri yeterli değil mi?
Yeterince acı çekmedim mi?
Bu çanta yeterince büyük değil.
Yeterince sıkı çalışmadın.
- O yeterli değil mi?
- Bu yeterli değil mi?
Bu kahve yeterince sıcak değil.
yeterince boğazınızı düğümlemediyse
Tek bir dil yeterli değil.
Tom yeterince hızlı değil.
Yeterince derin değil.
Yeterince yaşlı değilim.
Yeterince deneyimli değilim.
Yeterince hırslı değilim.
Yeterince güçlü değilsin.
Bu sadece yeterli değil.
Yeterince uzun değilsin.
Et yeterince iyi pişirilmemiş.
Twitter yeterince iyi değil.
Bana yeterince ödeme yapılmıyor.
Belki bu yeterli değil.
Bence bu yeterli değil.
Bir kez yeterli değil.
Ben yeterince zengin değilim.
Sen yeterince egzersiz yapmıyorsun.
Tom yeterince yapmadı.
Yeterli yakıt yoktu.
Çim yeterince yeşil değil.
Tom yeterince çalışmıyor.
Yeterince gayret etmiyorsun.
Senin için yeterince iyi değilim.
Fotoğraf çekmek için yetersiz ışık var.
Bu bıçak yeterince keskin değil.
O yeterli deneyime sahip değil.
O yeterince hızlı değildi.
Sanırım yeterince saldırgan değilim.
Yeterince dikkatli değildim.
Olmam gereken kadar yaratıcı değilim.
Yeterince hızlı hızlı gitmiyorsun.
Bu hâlâ yeterince iyi değil.
Okumak için, yeterli ışık yok.
Yeterince hızlı değildim.
Biz yeterli su içmiyoruz.
Bunun yeterli olmayacağını düşünüyorum.
Bu malzeme yeterince esnek değil.
O motorun yeterli gücü yok.
Yeterli araştırma yapmadın.
- Yeterli biraya sahip değiliz.
- Yeterli biramız yok.
- Yeterince param yok.
- Yeterli param yok.
Yeterince tecrüben yok.
Almancam yeterince iyi değil.
Onların yeterince arkadaşları yok.
Tom'un yeterli deneyimi yok.
Tom yeterince çok çalışmıyor.
Yeterince dikkatli değildim.
Yeterince güçlü değildim.
Bu bira yeterince soğuk değil.
Tom yeterince hızlı hareket etmedi.
Tom Mary'ye yeterince teşekkür etmedi.
Tom yeterince çok çalışmıyor.
- Biz yeterince ihtiyatlı değildik.
- Yeterince dikkatli değildik.
- Yeteri kadar dikkatli değildik.
Tom yeterli su içmiyor.
Bu kutu yeterince büyük değil.
Yeterli bombamız yok.
Yeterince hızlı davranmadım.
Ben yeterince hızlı tepki vermedim.
Bu ip yeterince uzun değil.
Bu ip yeterince güçlü değil.
Yeterli suyumuz yok.
Yeterince su içmiyorsun.
İki dilin yeterli olmadığını düşünüyorum.
Yeterince iyi değillermiş gibi.
Bu yeterli olmayacak.
Bu kadar olay yetmezmiş gibi