Examples of using "разговаривать" in a sentence and their turkish translations:
Konuşmayı kesin.
Onunla sohbet etmek zordur.
Onunla konuşmanın faydası yok.
Onunla konuşmak faydasız.
Lütfen öyle konuşmayı bırak.
Canım konuşmak istemiyor.
Biz konuşmaktan hoşlanıyoruz.
Konuşmayalım.
Eğenmeyi sever misin?
Tom konuşmayı reddetti.
Onlar konuşmaya başladılar.
Tom konuşmayı reddediyor.
Konuşmayı reddettim.
Bitkiler konuşabilir mi?
Konuşmaya devam ettik.
Seninle konuşmak hoşuma gidiyor.
Tom'la konuşmak tuğla bir duvarla konuşmak gibidir.
Konuşamayacak kadar çok yorgunum.
- Eğer konuşmak istemiyorsan, zorla değil.
- Eğer konuşmak istemiyorsan, konuşmak zorunda değilsin.
Neden onunla konuşmak istiyorsun?
Onunla konuşmak zor.
Konuşmak istemiyorum.
Tom'la konuşmanın faydası yok.
Burada konuşmamalısın.
Tom konuşmayacak.
Kütüphanede konuşmaya izin verilmiyor.
Onunla konuşmanın faydası yok.
Onlara konuşmak faydasız.
Onunla konuşmanın faydası yok.
Benimle konuşmanın faydası yok.
Tom'la konuşmak zordur.
Tom'la konuşmak kolay değil.
Tom'la konuşmak ilginç.
Tom konuşmak istemiyor.
Bebeğimiz konuşmaya başladı.
Tom seninle konuşmayacak.
Onlar seninle konuşmayacak.
Tom seninle konuşmayacak
Tom seninle konuşmak istemedi.
Neden onlarla konuşmak istiyorum?
Neden onlarla konuşmak zorundayım?
Neden onunla konuşmak zorundayım.
Tom çocuklarla nasıl konuşacağını bilir.
Benimle konuşmak zorunda değilsin.
Onunla konuşamam.
Onunla konuşamam.
Onlarla konuşamam.
Onunla konuşmayalım.
O, çocuklarla nasıl konuşacağını biliyor.
Tom bizimle konuşmak istemedi mi?
Tom seninle sohbet etmek istemiyor.
Seninle konuşmak zorunda değilim.
Tom benimle konuşmak istemedi.
Onlar Tom'la konuşmayacak.
Onlarla konuşmayacağım.
Onunla konuşmayacağım.
Onunla konuşmayacağım.
Bizimle konuşmak istemiyor musun?
- Onlarla konuşmak istemiyor musun?
- Onlarla konuşmak istemiyor musunuz?
Onunla konuşmak istemiyor musun?
Onunla konuşmak istemiyor musun?
Tom bizimle konuşmayacak.
Tom onlarla konuşmayacak.
Tom benimle konuşmayacak.
Onlar onunla konuşmayacak.
Onlar onunla konuşmayacak.
Onlarla konuşmayacağım.
Tom'la konuşmamalısın.
Tom'la konuşmayacak mısın?
Tom seninle konuşmak istemedi.
Benimle Fransızca konuşmaya başladığında
Bütün öğrenciler derhal konuşmaya başladı.
Üç dil konuşmak zordur.
Çinceyi iyi konuşmak zordur.
Tom konuşamayacak kadar çok güçsüz.
Kütüphanede fısıltıyla konuşmalısınız.
O, müşterilerle nasıl konuşacağını biliyor.
Seninle konuşmayı seviyorum.
Burada konuşamayız.
Şimdi konuşamayız.
Tom şu anda konuşmak istemez.
Canım çok konuşmak istemiyor.
Artık konuşmayacağım.
Tom, Mary'yle konuşmaktan korkuyordu.
Seninle konuşmama izin verilmiyor.
Bir konser sırasında konuşmak terbiyesizliktir.
İnsanlarla konuşmayı severim.
- Hoca içeriye girince konuşmayı kesin.
- Öğretmen içeri girince konuşmayı kesin.
Tom'la konuşmaktan keyif alırım.
O ölümüne konuşabilir.
Tom benimle konuşmayı reddetti.
O, yabancılarla konuşmaya korkuyor.
Onunla konuşmak neye yarar?