Examples of using "острова" in a sentence and their turkish translations:
Denizde adalar var.
Şu adalarda hangi hayvanlar yaşar?
Ada ulaşılması çok kolaydır.
- Adadan yol yok.
- Adadan çıkış yok.
Adaya tekne ile ulaşmak kolaydır.
Adanın yakınındaki o gemiyi görüyor musun?
Rusya, Kuril adalarını Japonya'ya geri vermeli.
Uçaktan bakıldığında, adalar çok güzeldi.
Bu adadan canlı çıkamayacağız.
Adaya gitmek polisin bir sürü zamanını aldı.
Bu adadan canlı çıkamayacağız.
Adadan ana karaya bir feribota bindik.
Japonya'nın başlıca adaları Hokkaido, Shikoku, Honshu ve Kyushu'dur.
Adaya tekne haricinde ulaşma imkanı yok.
Biz adanın eşsiz ve kırılgan doğasını korumalıyız.
Tayvan adasının yüzölçümü 36.000 kilometre kare.
Grönland'tan su ve buzu okyanusa taşıyor.
O bizi teknesiyle adaya götürecek kadar kibardı.
İmparatorluk hala Kıbrıs, Girit, Rodos, Malta ve Sicilya adalarını içeriyordu.
Bu adadan çıkmalıyım.
Neden bu öküz arabasının üstünde bir ada turu yapmıyoruz?
7 Aralık 1941'de altı uçak gemisi : Akagi, Kaga, Hiryu, Soryu ve Shokaku Zuikaku ve ek olarak iki yan savaş gemisi: Hiey ve Kirishima'dan oluşan Japon filosu Hawaii'deki Oahu adasına geçerken fark edildi.