Examples of using "кафе" in a sentence and their turkish translations:
Kafe nerede?
Burası kafe olarak kullanılırdı.
Kafeye girdiklerinde
Bu kahvehane rahat.
En yakın internet kafe nerede?
Bir kahve dükkanına girdim.
Sola dönün, kafeyi bulacaksınız.
Kafe hemen köşede.
Biz bir kafede hızlı bir öğle yemeği yedik.
Bir kafede kahve içerim.
Bir kafede kahvaltı yapmak istiyorum.
Parkta birkaç kafe vardır.
Isınmak için kafeye girdik.
- Bu kafede bir şeyler atıştırılabilir.
- İşte kafe, burada bir şeyler atıştırabiliriz.
Bir kafede hoşça vakit geçirdik.
- Kafede bir fincan kahve içtim.
- Kahvehanede bir fincan kahve içtim.
Yabancı beni yakındaki bir kafeye davet etti.
Mary yerel bir kafede bir garson olarak çalışıyor.
Arkadaşlarımı kafede buldum.
boş bir ofis köşesine kurduğumuz çiftlik.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- Onunla istasyonun oradaki kahvecide karşılaştım.
- Onunla istasyonun oradaki kahvecide buluştum.
- Onunla istasyonun yakınındaki bir kafede tanıştım.
Sana hakkında bahsettiğim kafeye gittik.
Diğeri, bir bomba aldı ve kalabalık bir kafeye gitti.
şimdilerde internet kafe var playstation salonları var
Her gün kafeye gidip kahve içerim.
Kafeler, restoranlar, büyük marketlerin bazıları, kuaförler... Ya bunların bir çoğu kapandı.
Tom son treni kaçırdı ve geceyi bir internet kafede geçirdi.
Burası eşimle ilk buluştuğum kahve dükkanı.
Seni en sevdiğim kafeye davet etmek istiyorum. O, rahatlatıcı bir ortamı olan güzel bir yer.
"Son treni kaçırırsak ne yapacağız?" " Sabaha kadar bir internet kafede ya da başka bir yerde beklemeye ne dersin?"