Examples of using "капли" in a sentence and their turkish translations:
Damlalar damladı.
Büyük yağmur damlaları düşmeye başlıyor.
tükürük gibi.
Yağmur damlaları cama vuruyor.
- Zerre pişman değilim.
- Bundan hiç pişmanlık duymuyorum.
Bir damla su yok.
İkiz erkek kardeşler iki bezelye kadar benzer.
"Bu meyve suyunun tadı göz damlası gibi." "Göz damlasının tadına baktın mı?"
ve virüsü taşıyan da bu damlacıklardır.
Göz damlası satın almak istiyorum.
Kimya ile zerre kadar ilgilenmiyorum.
İki erkek kardeş iki bezelye tanesi kadar benzer.
İkiz kız kardeşler bir zarftaki iki bezelye kadar benziyorlar.
Hiç bir damla alkol almadım.
Korkunun beni ele geçirmememesi için
Kalbinde hiç kötülük yoktu.
Göz damlamı yanımda getirmeliydim.
İki haftadır bir damla bile yağmur yağmadı.
İkizler bir zarftaki iki bezelye kadar benzerler.
Tom biraz değişmedi.
Bir damla zehir 160 insanı öldürmeye yeter.
Hık demiş babasının burnundan düşmüş.
- Onlar hık demişler birbirlerinin burnundan düşmüşler.
- Onlar birbirlerinin benzeri.
Tom'un en büyük oğlu, tam anlamıyla kendisine benziyor.
Şu ikizler bezelyedeki iki tane gibi benziyorlar.
Göz ameliyatından sonra, George her on beş dakikada bir göz damlası kullanır.
Bir aydır bir damla yağmur düşmedi. Bu yüzden bir kuyu kazmak zorunda kaldılar.
Öksürük damlan var mı?
Bu çölde hiç su yok.