Examples of using "еле" in a sentence and their turkish translations:
- Ben zar zor sınavı geçtim.
- Ben sınavı güçlükle geçtim.
Ayaklarımın üzerinde güçlükle durabiliyordum.
Seni güçlükle duyabiliyorum.
O yoksul aile her ay kıt kanaat geçiniyor.
Tom son başvuru tarihini neredeyse kaçırdı.
Tom zar zor nefes alıyor.
Tom o kadar şişman ki neredeyse yürüyemiyor.
İnsanlar zorluk ve acı çekiyordu,
Onlar güçlükle görebiliyordu.
Bu erdeme "saf nezaket" demeyi seviyorum.
Ay ışığı, iç içe geçmiş ormandan içeri sızmakta zorlanıyor.
Su ılıktı.
O, zorlukla yürüyebiliyor.
Ölü gibi hissediyorum.
Tom yoksulluk içinde yaşıyor.
Onun yazısını güçlükle okuyabilirim.
O kadar yorgunum ki güçlükle yürüyebiliyorum.
O kıt kanaat geçiniyor.