Examples of using "держит" in a sentence and their turkish translations:
Tom onu tutuyor.
O, sözünü tutar.
O iki kedi besler.
O bir kedi besliyor.
Tom bir bıçak tutuyor.
O bir iguanaya sahip.
Tom sözünü tutar.
Meşaleyi kim tutuyor?
Tom her zaman sözünü tutar.
- Evcil hayvan olarak papağan besler.
- Evcil hayvan olarak papağan bakıyor.
O kırmızı bir çiçek tutuyor.
Tom bir şişe bira tutuyor.
Babam güvercin yetiştirir.
Tom silahını yüklü tutar.
Amcam bir köpek besliyor.
Tom tropikal balık tutar.
Tom bir beyzbol sopası tutuyor.
Beni artık hiçbir şey burada tutamıyor.
O, bir hizmetçi çalıştırıyor.
Tom'un amcası çok sayıda koyun besliyor.
O her zaman sözünü tutar.
O, her zaman sözünü tutar.
Bill sık sık sözlerini tutmaz.
Tom kollarında bir bebek tutuyor.
Tom elinde şapkasını tutuyor.
O, bu silahı yüklü bulundurur.
Kolunun altında kitaplarını tutuyor.
Tom sözlerini tutmuyor.
Tom oruç tutuyor.
Sol eliyle bir kepçeyi tutuyor.
Jack'in kolunun altında bir kedisi var.
Tom Mary'nin elini tutuyor.
Polisler Tom'u gözetim altına aldılar.
Tom arabasını temiz tutar.
Tom silahını bir kasada tutar.
Elinde çiçek tutuyor.
Odasını her zaman temiz tutar.
Bu matara... Ağırlığımı taşıyor gibi.
Çiftçi traktörünü ahırda tutar.
Tom Mary'yi kollarında tutuyor.
O, yaşını gizli tutuyor.
Yaşını gizli tutuyor.
O asla sözünü tutmaz.
Tom yaşını gizli tutar.
Tom her zaman torpido gözünde bir harita tutar.
Tom asla sözünü tutmaz.
O, bu günlerde onunla arasına mesafe koyuyor.
O, masasında bir insan kafatası tutuyor.
Tom sağ elinde yanan bir mum tutuyor.
Onun bir hizmetçisi var.
Kate bir köpek besliyor.
Julia bir ayna alır ve gözlerinin önüne tutar.
Tom arkasında bir şey tutuyor.
Mary en iyi yemek takımlarını o dolapta tutar.
Tom vaadinde durmaktadır.
Kim oruç tutuyor?
Bildiğim kadarıyla, o, sözlerini tutan bir kişi.
Sinirlendiği zaman kendini kontrol edemiyor.
- O her zaman sözlerini tutar.
- O, sözlerini her zaman tutar.
Mary'nin elinde bir çiçek var.
Tom'un tavşanları var.
O, ona istediğini yaptırır.
Tom'un elinde ne var?
Tom gitarını dolabında tutar.
Geri çekilmem gerekirse diye kolları bağlı tutmak yok.
Tom arabasının bagajında daima akü takviye kablosu bulundurur.
O, onun kontrolü altında.
- Tom odasını derli toplu tutar.
- Tom odasını düzenli tutar.
Tom sol elinde bir şey taşıyor.
Küçük kızın ellerinde oyuncak bir bebek var.
Tom Mary'nin paspasın altında bir anahtar bıraktığını biliyordu.
Odasını her zaman iyi durumda tutar.
Tom'un aspirini nerede sakladığını biliyor musun?