Examples of using "главное " in a sentence and their turkish translations:
Ancak buradaki önemli şey,
O, esastır.
Önemli şey katılmaktır.
ama satın al tuşuna tıklamayın.
Ve en önemlisi de, bunu görünür
Esas şey doğruyu söylemektir.
Esas olan dış görünüş değildir.
Kazanmak her şey değildir.
ve en önemlisi
En önemli şey vazgeçmemektir.
Sağlık en önemli şeydir.
Önemli şey bizim birlikte olmamızdır.
Her şeyden önce, Tom'a söyleme.
Özellikle, umudunu kaybetme!
Anti CEO kitabının temelinde şükran duygusu var.
Şu anda öncelikli ihtiyacımız mobilyalar.
Konu onların aç olmasıdır.
En önemlisi kendin için düşünüyor olmandır.
En önemli şey beni anlaman.
Para her şey değildir.
Her şeyden önce, bana yazmayı unutma.
Kelle sağ olsun da külah bulunur.
Zıpkınla balık avlamanın anahtarı, balıkları şaşırtmaktır.
Ama en önemlisi, nezaket.
Sen anlamadın.
Hayatta en önemli şey çok para sahibi olmaktır.
Fakat bu, çocuğunuzun hayallerine hizmet etmiyor.
Fakat burada bilmemiz gereken en önemli şey
Babam, hayatta olmamın en önemli şey olduğunu söylüyor.
Şimdi yapacak en önemli şey sakin kalmamızdır.
Ve Doug ilk gün işe giderken, ana merkezin
- Kendi işine bak.
- Kendi işlerine bak.
Günlük bir organizasyonun ev sahibi ise her şeyin yerli yerinde olmasına odaklanır
bunun asıl bağırılması gereken yer Türk Tarih Kurumudur
Hayatta en önemli şey nedir?
Halatla inişte dikkat etmeniz gereken en önemli şey bu. Onu neye bağladınız?
Hayatta en önemli şey kendiniz olmaktır.
Harika olduğunu düşünüyorlar, herkes "Süper şarkı, tam da bu
Ucuz olduğu sürece, herhangi bir saat işimi görür.
- Kendi işine bak.
- Kendi işlerine bak.