Examples of using "временно" in a sentence and their turkish translations:
Bu geçici.
İşsizim.
Tom işsiz.
Merak etme. Bu sadece geçici.
Tatoeba geçici bir süreliğine kapalıydı.
Tom şimdi işler arasında.
Tom okuldan uzaklaştırıldı.
Onun sadece geçici olduğuna eminim.
ve bunun geçici olacağını biliyorduk.
Sis nedeniyle trafik geçici olarak durduruldu.
Bunun sadece geçici olduğundan eminim.
Kafein kan basıncını geçici olarak artırabilir.
…koronavirüs yüzünden her biri Amerika’daki tesislerini geçici olarak kapatıyor.”
Numara şimdi müsait değil, daha sonra tekrar aramaya çalış.
Göstermiş olduğunuz belirtilerden dolayı tıbbi açıdan geçici olarak izolasyon altında olmanız gerekiyor.
Bu nedenle cesaretimizi yitirmeyiz. Her ne kadar dış varlığımız harap oluyorsa da, iç varlığımız günden güne yenileniyor. Çünkü geçici, hafif sıkıntılarımız bize, ağırlıkta hiçbir şeyle karşılaştırılamayacak kadar büyük, sonsuz bir yücelik kazandırmaktadır. Gözlerimizi görünen şeylere değil, görünmeyenlere çeviriyoruz. Çünkü görünenler geçicidir, görünmeyenlerse sonsuza dek kalıcıdır.