Examples of using "воздействие" in a sentence and their turkish translations:
Tütün beyni etkiler.
iklimin etkilerini belirgin biçimde düşürebilir.
vücudumuzda doğal östrojenler gibi faaliyet gösterirler.
İlacın onun üzerinde harika bir etkisi vardı.
duygusal sağlığımız üzerinde çok büyük bir etki yapar.
Önlemeye çalıştığımız enzim işte bu enzim.
Onun konuşması tüm meslektaşları üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir.
Tom'un stresli işi sağlığı üzerinde zararlı bir etkiye sahiptir.
Evet, işte bu sebeplerden dolayı bazı renkler bizleri etkiliyor,
Fakat artık bizim okyanuslarda yarattığımız etkiler de gece hayatında yeni davranışlar doğurmaktadır.
Virüse maruz kalmanızı sınırlayacak şekilde davranışınızı değiştirmek riski tamamen yok etmeyecek.
Diğer insanların beklentileri bizim nasıl davranacağımızı etkiler.
Bilim adamları fazla çayın erkek sağlığı üzerinde olumsuz etkisinin olabileceğini göstermiştir.