Examples of using "взяла" in a sentence and their turkish translations:
Sen kazandın!
O kitabını aldı.
O bir taksiye bindi.
ve anne, hep birlikte rahat bir nefes alabilmek için
Mary bir yoga dersi aldı.
Mary bir pilates dersi aldı.
O onun kitabını aldı.
O beni işe aldı.
O kitabını aldı.
Onun hakkında bildiğim her şeyi aldım --
- O benim elimi tuttu.
- O, elimi tuttu.
- Jane köpeğini yürüyüşe götürdü.
- Jane köpeğini yürüyüşe çıkardı.
Polis Tom'u gözaltına aldı.
O, Tom'u işe aldı.
Mary Tom'u işe aldı.
Mary borçlarını ödemek için bankadan kredi çekti.
Bu yüzden o ve kocası oraya gittiler ve ortaokuldaki çocukları için
Kış, işin zor kısmını halletmiştir.
program bazılarından 58 küsür dolar para çekmiş
Anne, çocuğunu kucağına aldı.
Yanında çok valiz aldı.
Ben yemek aldım.
O beni kanadı altına aldı.
Parayı ona verdiğim için beni enayi yerine koydu.
Kalemi alıp adresi yazdı.
- Kitabı aldım.
- Ben kitabı aldım.
Onu programcı olarak işe aldı.
Kalemini aldı ve yazmaya başladı.
O, onu bir çevirmen olarak işe aldı.
Mary tekrar kızlık adını kullanmaya başladı.
Çantadan bir şey çıkardı.
O elbiseyi almak için parayı nereden aldın?
Çocuğa o baktı.
- Mary bir muz aldı, kabuğunu soydu ve çiğnemeye başladı.
- Mary muzu aldı, kabuğunu soydu ve yemeye başladı.
- Mary bir muz aldı, kabuğunu soydu ve bir ısırık aldı.
Onun anahtarlarını aldığını gördüm.
Mary araba satın almak için bankadan kredi aldı.
Mary beni işe aldı.
O iki hafta izin aldı ve Çin'i ziyaret etti
neden oğullarını götürdüğünü de anladım
Japon takımı bu yarışma için altın madalya kazandı.
Son kurabiyeyi aldım.
O ona iş verdi.
O toparlandı ve tekrar konuşmaya başladı.
O, onun eylemleri için tam sorumluluk aldı.
Adamın elimi tuttum, kafamın üstü uçtu gitti,
Onlar onu parayı almakla suçladılar.
Beni mutfağa kadar izleyip bir bıçak aldı.
O, onun eylemleri için tam sorumluluk aldı.
Sen kazandın!
Kumiko havaalanında valizini bir hamala taşıttı.
Tom'un biletleri henüz almadığını sana düşündüren şey nedir?
Bu anahtarı nereden aldı?
O her sabah altıda kalkmayı kural haline getirmektedir.
O bana kol kanat gerdi ve bildiği her şeyi bana öğretti.
O beni kanatlarının altına aldı ve bildiği her şeyi bana öğretti.
Caddeyyi geçerken küçük kız kardeşimle el ele tutuştuk.
Bu sene Latin müziği müzik endüstrisini kasıp kavuruyormuş.
Onları nereye götürdün?
Hiç kimse onun onu aldığını görmedi.
Güneyde Polonyalı birlikler şimdi Utitsa'yı aldı, Ruslar geri çekilmeden önce alev aldı.
Bıçağımı alan kişi sen misin?
Niçin Tom'u götürmedin?
Tüm bu şeyleri nereden aldın?
Japonya ordusu 1931 yılının sonlarında Tokyo hükümetinin kontrolünü ele geçirdi.
Sana onun seni sevdiğini ne düşündürüyor?
O, yıllar önce ondan kitabı ödünç aldı ve onu henüz iade etmedi.
Onu aradım ama bir kız telefona cevap verdi.
O onu göle götürdü.
Mary kimseye söylememem için bana yemin ettirdi.
Ama sorun şu ki geri dönmesi gerekiyor. Diğer tarafta, köpek balığı kokusunu tekrar aldı.
Telefonunu evimde unuttuğunu söylemek için onu aradım ama o cevap vermedi.
Yanımda bazı arkadaşlar getirdim.
O söylememem için bana yemin ettirdi.
Hiçbir şey söylememem için bana yemin ettirdi.
Fikri nerede aldın?
Ben anahtarı almış olsaydım, kapının arkasında duruyor olmazdım.
Mary bana ebeveynlerine söylememem için yemin ettirdi.
Tom Mary'yi aramak için uğraşmaya devam etti, ama o hiçbir zaman telefonuna cevap vermedi.
- Beni yanında götürmeni istiyorum.
- Beni yanına almanı istiyorum.
Çantadan bir şey çıkardı.
Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi. Kocası da yedi.