Examples of using "урок" in a sentence and their turkish translations:
Acı bir ders.
Araştırmadan çıkarılacak 2. ders şu:
Ders sona erdi.
Ders başlayacak.
Ben dersimi aldım.
Sana bir ders öğreteceğim.
Ders iki kolaydır.
Bu ders bitmez.
Bu son ders mi?
Sınıf atlayalım.
Biz dersimizi öğrendik.
Gelecek ders nedir?
Matematik dersi iyidir.
Dersimi öğrendim.
- İlk ders kolay.
- İlk ders kolaydı.
Ders için teşekkürler!
Ders için teşekkür ederim.
Bu dersi aklında tut.
Biz bir ders öğrendik.
- Tom derse girmedi.
- Tom dersi ekti.
- Tom dersi astı.
Bu dersi kolay bulacaksınız.
Birinci dersin ne zaman?
Fakat bu bana bir şey öğretti.
5. dersi tekrarlayalım.
Biz sınıfa geç kalacağız.
Dersimiz müzik.
Dersimiz beden eğitimi.
İkinci ders çok kolaydır.
Değerli bir ders öğrendim.
Mary bir yoga dersi aldı.
Mary bir pilates dersi aldı.
Bu bizim ilk dersimiz.
Fransızca sınıfı nasıldı?
Tom dersini öğrenmedi.
Bu dersi kalbinle öğren.
İkinci ders oldukça basit.
Bizim ilk dersimiz matematik.
Tom değerli bir ders öğrendi.
Buradaki ders nedir?
Umarım Tom dersini öğrendi.
Dersin ne zaman bitiyor?
Tom dersini çalışıyor.
Sanırım sen dersini öğrendin.
Ders 10'u baştan itibaren oku.
Bir sonraki dersin ne zaman başlıyor?
Buradan çıkarılacak büyük ders şu,
herkes ders dinlemek için orada bulunuyor yahu!
Hemen sınıfa gitmeliyim.
Ders 3'ü okuyalım.
Tom, Mary'ye bir sürüş dersi verdi.
Bir tarih dersine ihtiyacım yok.
Size zor bir ders vereceğim!
Bütün ders boyunca sinekleri saydı.
Değerli bir ders öğrendiğini düşünüyorum.
Bugün değerli bir ders öğrendim.
- Neden derse geç kaldın?
- Neden derse geç kaldınız?
- Dersin saat kaçta?
- Dersiniz saat kaçta?
- O ders için kaydolalım.
- O ders için kayıt yaptıralım.
Bugün değerli bir ders öğrendim.
Senin en sevdiğin ders hangisidir?
Tom Mary'ye bir ders vermek istedi.
Tom'a bir ders öğretmemiz gerekiyor.
- Fizik öğretmeni her zamanki gibi derse geç kaldı.
- Fizikçi her zamanki gibi derse geç girdi.
Bir sonraki dersin ne zaman başlar?
özel dersi. Çocuğun oyun oynamaya vakti yok
Birinci sınıf 8. 30'da başlar.
Dersini öğrendiğini umuyorum.
Zil çaldığında öğretmen dersi sonlandırdı.
İngilizce ders 8:30 da başladı.
Sovyet Rusya'da öğretmene ders verilir!
Sadece sana bir ders vermek istedim.
Dersini öğrendiğini umuyorum.
Bu gece değerli bir ders öğrendim.
İlk dersin saat kaçta başlıyor?
İlk Fransızca dersine hoş geldiniz.
Bugünkü matematik dersi her zamankinden daha ilginçti.
Tom sınıfa ders kitabını getirmeyi unuttu.
İlk ders için zaten ödeme yaptım.
Bir sonraki ders beş dakika içinde başlayacak.
Ben dersi hiç asmadım.
Bu sabah derse geç kaldım.
Asla sınıfa geç kalmam.
Öğretmen dersi bitirdikten hemen sonra zil çaldı.
Bu okulda bir ders saati elli dakika uzunluğundadır.
Bizimle buluşmak için dersi asmak zorunda kaldı.
Sana unutmayacağın bir ders öğreteceğim.
daha sonrasında sesi kapatıyor dersini anlatmaya devam ediyor
Dersimi öğrendiğimi sana kanıtlamak istiyorum.
Bu dersi bitirir bitirmez, yeni derse başlayacaksınız.
Derse geç kalacağım.
Derse geç kaldım.
Dersim var. Öğrencilerim beni zaten bekliyor.
başlatıyorsunuz bir tane ders. Her görüşmenin de bir numarası var
Ders iki bölümden oluşuyor; biri teorik, diğeri pratik.
Her zamanki gibi, fizik öğretmeni, sınıfa geç kalmıştı.
Ona bir ders öğretmen gerekiyor.
Benim derslerimi atlatırsan seni öldürürüm.