Examples of using "Кризис" in a sentence and their turkish translations:
Bu kriz zamanıdır!
şiddet krizi
istihdam krizi,
... politik bir kriz değil
Tom bir kriz yaşıyor.
Bir krizimiz var.
Kriz ülkemizi doğrudan etkiledi.
Bu kriz Avrupa'da daha büyük bir krizi tetikler mi?
Tom orta yaş krizi geçiriyor.
Bu kriz ne zaman bitecek?
- İnsanlar krizin bittiğini söylüyor.
- İnsanlar krizin bittiğini söylüyorlar.
Kriz atlatılabilir mi?
Şirketleri krizi atlattı.
Kriz ne kadar ciddi?
- Krizdeyim.
- Kriz geçiriyorum.
Tüm dünya büyük bir kriz yaşıyor
Onun şirketi krizi atlatamadı.
Bir orta-yaş krizine giriyor.
Kriz tehlikeli bir aşamaya giriyor.
Tom'un bir inanç krizi vardı.
Başkan Hoover krizi çözmeye çalıştı.
Avro krizi fiyatlara etki ediyor.
Bu yılın sonunda bir ekonomik kriz olacak.
Yakın gelecekte bir enerji krizi olacak.
Belki bir orta yaş krizine giriyorum.
2009 yılında mali bir kriz vardı.
- Almanya finansal kriz tarafından çarpıldı.
- Mali kriz Almanya'yı vurdu.
Kriz, Dünya Ekonomisi'nin gelişimi açısından büyük tehlike arz ediyor.
- İtalya kendi tarihindeki en kötü ekonomik krizin içinde.
- İtalya, tarihindeki en kötü ekonomik krizi yaşıyor.
Brezilya, tarihindeki en ciddi ahlaki krizi yaşıyor.
Kimse bir krizin ortasındayız gibi davranmıyor.
Paris'te Napolyon krize cevap verdi bir dizi aşırı önlemle: mülkiyet
"Bu ekonomik kriz ortamını ve olacakları biliyordum" diyor bu adam
Gerçek ise Türkiyedeki krizin 3 yıldır sürüyor
Alternatif yakıt kaynakları bulunamazsa, dünyamız bir enerji krizi geçirir.
Fransızlar geri çekilmeye zorlanana kadar köprülerdeki krizi çözmeye çalışmakla sınırlıydı .