Examples of using "«счастливой" in a sentence and their turkish translations:
Mutlu bir kadın olarak öldü.
O mutlu oldu.
Mutlu görünüyor.
Beni mutlu et.
Jane mutlu görünüyor.
Emi mutlu görünüyor.
- Mutluymuş gibi görünmeye çalışın.
- Mutlu görünmeye çalışın.
O çok mutlu görünüyor.
O her zaman mutlu görünüyordu.
O her zaman mutlu görünüyor.
Bu araba mutlu görünüyor.
Mutlu görünmüyordu.
Mutlu olmayı seçiyorum.
Tom Mary'yi mutlu ediyor.
O mutlu görünmüyor.
Onu mutlu edeceğim.
Onu mutlu etti.
Mutlu aşk yoktur.
Tom, Mary'yi mutlu etti.
Petrolün keşfi şanslı bir rastlantıydı.
Herkes mutlu bir hayat yaşamak ister.
Tom Mary'yi mutlu görmek istedi.
O, annesini mutlu etti.
Tom Mary'yi çok mutlu etti.
Tom seni mutlu etmeyecek.
O, fakirdir, ama mutlu görünüyor.
- Tom, Mary'yi mutlu etmeyi denedi.
- Tom, Mary'yi mutlu etmeye çalıştı.
Onu mutlu etmek istiyorum.
O yorgun ama mutlu görünüyordu.
O çok mutlu görünmüyor.
Tom Mary'yi mutlu yapmak istiyor.
Müzik yaşamımızı mutlu eder.
Onu mutlu etmek istedim.
Belle Gibson mutlu, genç bir Avustralyalıydı.
Başarısını şansa bağladı.
Biz büyük mutlu bir aileydik.
Onu mutlu edeceğimi söyledim.
Sadece seni mutlu etmek istiyorum.
Karımı mutlu etmek istiyorum.
Sana mutlu bir evli yaşam diliyorum!
Seni mutlu edemem.
- Mutlu Paskalyalar.
- İyi Paskalyalar!
Mutlu görünüyorsun.
Mutlu görünmeye çalış.
Mutlu hissettim.
Bunun üzerine kendime "mutlu feminist" demeye karar verdim.
Karısını mutlu etmeyi bilir.
Onu mutlu ettim.
Tom Mary'nin mutlu olduğunu gördüğüne gerçekten memnundu.
Mutlu olmak için her şeyim vardı.
Marilyn Monroe'nun başarısı kendisini mutlu etmedi.
Tom Mary'yi hiç bu kadar mutlu görmemişti.
Bugün mutlu görünüyorsun.
Karısını mutlu etmeye çalıştı fakat edemedi.
Mutlu hissediyorum.
O beni mutlu ediyor.
- Beni mutlu etmek istediğini biliyorum.
- Beni mutlu etmek istediğinizi biliyorum.
Tom'un Mary'yi mutlu etmek istediğini biliyorum.
Bu düğün günlerinde mutlu bir çiftin resmi.
Hayatı mutlu etmek için gündelik ıvır zıvırı sevmelisin.
O, karısını mutlu etmeye çalıştı ama boşuna.
Ben seni mutlu edeceğim.
Mutlu hissediyordum.
Tom, Mary'yi mutlu etmeye çalıştı, ama edemedi.
Senden başka hiç kimse beni mutlu edemez.
Bütün istediğim seni mutlu etmekti.
Mutlu olmak istiyorum.
Mutlu olmaya çalışıyorum.
Amacım mutlu olmaktır.
Benim amacım mutlu olmak.
Sen mutlu görünmüyorsun.
Size uzun ve mutlu bir evlilik hayatı diliyorum.
Sen beni mutlu ediyorsun.
Seni mutlu edebilirim.
Çok mutlu görünüyorsun.
Çok mutlu görünüyorsun.
Sence mutlu görünüyor muyum?
Her zaman mutlu görünüyordu fakat asla değildi.
Mutlu görünüyor.
Hayattaki amacımın seni mutlu etmek olduğuna inanıyorum.
Artık mutlu ölebilirim.
Mutlu olmaya hakkım var.
Onu geçenlerde gördüğümde çok mutlu görünüyordu.
Ben de mutlu olmak istiyorum.
Sadece mutlu olmak istiyorum.
Sadece mutlu olmak istedim.
Ben gerçekten mutlu olmak istiyorum.
Mutlu olmaya hakkın var.
Mutlu görünüyorsun.
Allah'tan kimse boğulmadı.
İyi ki, Tom oradaydı.
Sınavlar olmasaydı, bizim okul hayatı ne kadar mutlu olurdu!
- Seni mutlu etmek istiyorum.
- Seni mutlu etmek isterim.
- Sizi mutlu etmek isterim.
- Sizi mutlu etmek istiyorum.