Examples of using "Varrer" in a sentence and their turkish translations:
Zemini süpüreceğim.
Mary evi süpürmek istiyor.
Tom'un zemini süpürmesi gerekiyordu.
Ben odamı süpürmek zorundayım.
Ona yeri süpürttüm.
Balonları uçurduktan sonra odayı süpürebilir misin?
Tom eline bir süpürge alıp süpürmeye başladı.
Sen bulaşıkları yıkarken ben yeri süpüreceğim.