Translation of "Lava" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Lava" in a sentence and their turkish translations:

Ele se lava.

O kendini yıkıyor.

Tom lava dinheiro.

Tom kara para aklıyor.

- Estou no lava-rápido.
- Estou no lava a jato.

Oto yıkamadayım.

Ele lava a salada.

O marul yıkıyor.

A lava é perigosa.

Lav tehlikelidir.

- Tom nunca lava o seu carro.
- Tom nunca lava o carro.

Tom asla arabasını yıkamaz.

Você lava a louça, Ben.

Sen bulaşıkları yıka, Ben.

Ele lava o carro semanalmente.

O her hafta arabayı yıkar.

Lava as mãos com sabão.

Ellerinizi sabunla yıkayın.

Uma mão lava a outra.

Bir el diğerini yıkar.

Tom sempre lava a louça.

Tom her zaman bulaşıkları yıkar.

Lava seu prato, por favor.

- Tabağınızı yıkayın, lütfen.
- Tabağını yıka, lütfen.

- Lave o rosto.
- Lava a cara.

- Yüzünüzü yıkayın.
- Yüzünü yıka.

Tom lava seu carro toda semana.

Tom her hafta arabasını yıkar.

O meu marido lava o carro.

Kocam arabayı yıkıyor.

Meu pai lava as louças com frequência.

Babam sık sık bulaşıkları yıkar.

Sempre que lava pratos, ela quebra algum.

O her bulaşık yıkamada bir tabak kırar.

Com que frequência você lava seus lençóis?

Ne sıklıkta çarşaflarını yıkarsın?

O vulcão Puyehue continua a cuspir lava.

Puyehue Yanardağı lav püskürtmeye devam ediyor.

Sou eu quem sempre lava a louça.

Her zaman bulaşıkları yıkayan benim.

Minha mãe lava roupa todos os dias.

Annem her gün çamaşır yıkar.

Tom lava as mãos o tempo todo.

Tom her zaman ellerini yıkar.

Lava o rosto e penteia o cabelo.

Yüzünü yıka ve saçlarını tara.

Minha irmã lava os cabelos todas as manhãs.

Kız kardeşim her sabah saçını yıkar.

Com que frequência você lava as suas roupas?

Ne sıklıkta giysilerini yıkarsın?

Com que frequência você lava os seus jeans?

Ne sıklıkta kotlarını yıkarsın?

Tom lava o cabelo três vezes por semana.

Tom haftada üç kez saçını yıkar.

- Lava-te.
- Lave-se.
- Lavem-se.
- Lave as mãos.

Yıkayın.

- Ele está lavando o carro.
- Ele lava o carro.

- O arabayı yıkıyor.
- O araba yıkar.

Minha irmã lava os sapatos dela todos os domingos.

Kız kardeşim her pazar günü ayakkabılarını yıkar.

Vou varrer o chão enquanto você lava a louça.

Sen bulaşıkları yıkarken ben yeri süpüreceğim.

Tom lava a louça assim que acaba de comer.

Tom yemek yemeği bitirir bitirmez bulaşıkları yıkar.

- Lave as janelas.
- Lavem as janelas.
- Lava as janelas.

Pencereleri temizle.

Você não lava as suas mãos antes de comer?

Yemekten önce ellerini yıkamıyor musun?

- Lave aquela janela.
- Lavem aquela janela.
- Lava aquela janela.

O pencereyi temizle.

O Tom lava roupa pelo menos uma vez na semana.

Tom en azından haftada bir kez çamaşırları yıkar.

Tom lava o carro dele pelo menos uma vez por semana.

Tom arabasını en az haftada bir kez yıkar.

- Lave a maçã antes de comer.
- Lava a maçã antes de comer.

Elmayı yemeden yıka.

As colheres de pau começam a cheirar a mofo se ficarem muito tempo mergulhadas no lava-louça.

Tahta kaşıklar çok uzun süre lavaboda bırakılırsa küflenmeye başlar.