Examples of using "Sala" in a sentence and their turkish translations:
Salonu dekore ettin.
Bu oda sıkışık.
- Odayı temizle.
- Odayı temizleyin.
- Sınıftan çık.
- Sınıftan çıkın.
Odada kimse yoktu.
Sınıf boş.
Tom odama geldi.
Bu odada çok fazla mobilya var.
Birisi odaya girdi.
Oda ısınıyor.
Bu odada kim var?
Oda tıka basa doluydu.
Oda havasız.
Tom oturma odasında.
O, odadan çıktı.
Tom odadaydı.
Oda terk edilmişti.
Odayı derhal terk et.
Odanın içinde oraya buraya koşup durma.
Mayuko odaya girdi.
Oda boştu.
Çocuklar odayı doldurdu.
Tom odaya yürüdü.
Odayı temizlemem gerekiyor.
Odadaki herkes güldü.
Tom oturma odasına baktı.
Tom odadan geçti.
Bu oda sıcak.
Bu odada oynama.
Burası bekleme odası değil toplantı odası.
Biz sınıfta onun hakkında konuştuk.
Onları bu odada istemiyorum.
- Onlar, odada biraz uyudular.
- Odada biraz uyudular.
Onlar öğretmenler odasındalar.
Öğrenciler sınıfta.
Odada başka kimse yok.
O çok büyük bir odaydı.
O, çabucak odadan çıktı.
Lütfen odayı havalandır.
Bu sınıfta 35 öğrenci var.
Odada hiç kimse yoktu.
Odada çok sayıda öğrenci vardı.
Odada sessizlik vardı.
Hadi gidip diğer odada konuşalım.
Bu oda çok büyük.
Odada beş tane oğlan vardı.
Bir mum odayı aydınlattı.
Tom diğer odada.
Odada kimse yok.
Lütfen odanı temizle.
Ben sınıftayım.
Oda tütün kokuyordu.
Bekleme salonunda bekleyin.
Bu odada bir televizyon var.
Tüm oda sessizleşti.
Bu oda çok karanlık.
Senin odana gidelim.
O, önce odasına geldi.
Odadaki herkes tutuklandı.
Oda çok soğuk!
Bu oda çok sıcak.
Bu odada sigara içebilirsin.
Bu odada gürültü etmeyin.
Morales oturma odasında.
Bu odada hiç sandalye yok.
Ben bu odayı özgürce kullanabilir miyim?
Odada çok az mobilya vardı.
O odada kimse yoktu.
Birkaç çocuk odadaydı.
- Bu odaya kimseyi sokma.
- Bu odaya kimseyi almayın.
- Bu odaya kimsenin girmesine izin vermeyin.
- Bu odaya hiç kimseyi sokmayın.
- Bu odaya hiç kimse girmesin.
Odaya girdiğimde herkes şaşırdı.
Tom odasında Fransızca çalışıyor.
Arkadaşın diğer odada.
Tom oturma odasını toparladı.
Oda insanlarla dolu.
Oda çiçeklerle dolu.
Odanın dışında bir süre bekleyin.
İki çocuk odadan koşarak çıktılar.
Öğretmen beni sınıftan kovdu.
O, odayı düzenledi.
Ay, odayı aydınlatıyor.
Oda gazetelerle dolup taşmıştı.
Bu toplantı odası küçük.
Biz konferans salonunu dekore ediyoruz.
Odada hiç mobilya kalmadı.
O, odada yalnız bırakıldı.
Tom oturma odasına döndü.
Oda bilgisayarlarla doluydu.
Biz yemek odasında akşam yemeği yeriz.
Ona odadan ayrılmasını söyledim.
Oturma odası için bir tablo satın aldım.
- O bir sınıf değil.
- Orası bir sınıf değil.
Odada bir şey unuttum.
Tom sınıfta uyuyakaldı.
Oda insanlarla doluydu.
Çocuklar odayı doldurdu.