Translation of "Sofreu" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Sofreu" in a sentence and their turkish translations:

Tom sofreu um acidente.

Tom bir kazaya karıştı.

Tom sofreu lavagem cerebral.

Tom'un beyni yıkandı.

Ele sofreu um acidente.

O bir kaza geçirdi.

- Descobrimos que ele sofreu um acidente.
- Soubemos que ele sofreu um acidente.

Onun bir kaza geçirdiğini öğrendik.

Tom sofreu um ferimento letal.

Tom ölümcül şekilde yaralandı.

- Você acha que o Tom sofreu muito?
- Vocês acham que o Tom sofreu muito?

Tom'un çok acı çektiğini mi düşünüyorsun?

Tom sofreu de enxaqueca durante anos.

- Yıllardır, Tom migren baş ağrısından çekti.
- Tom yıllarca migrenden çekti.

Ele sofreu um acidente enquanto trabalhava.

O çalışırken bir kaza yaptı.

Enquanto trabalhava, ela sofreu um acidente.

O çalışırken bir kaza yaptı.

Enquanto trabalhava, ele sofreu um acidente.

O çalışırken bir kaza yaptı.

Fadil sofreu uma morte muito violenta.

Fadıl çok şiddetli bir şekilde öldü.

Ele dirigiu imprudentemente e sofreu um acidente.

Dikkatsizce sürdü ve bir kaza geçirdi.

Nosso navio não sofreu dano na batalha.

Gemimiz savaşta hasar almadı.

Você acha que Tom sofreu lavagem cerebral?

Sizce Tom'un beyni yıkandı mı?

O filho do vizinho sofreu uma hemorragia cerebral

komşunun oğlu beyin kanaması geçirmiş hep güneşten

Ele sofreu um acidente e fraturou a perna.

Bir kaza geçirdi ve bacağını kırdı.

O Tom sofreu um acidente de carro em Roma.

Tom, Roma'da bir araba kazası geçirdi.

Desde a morte de seu marido Cristina muitíssimo sofreu.

Kocası öldüğünden beri Christina çok acı çekiyor.

Tom sofreu um infarto e morreu durante o sono.

Tom bir kalp krizi geçirip uykusunda öldü.

Eu entendi que Tom sofreu algum tipo de acidente.

Tom'un bir tür kaza geçirdiğini anlıyorum.

Na Polônia e Bálcãs, o exercito Russo sofreu muitas derrotas,

Polonya ve Baltik'de,Rus ordusu bir düzine büyük yenilgiye uğradı

- Tom teve uma pequena lesão.
- Tom sofreu uma pequena lesão.

- Tom hafif yaralandı.
- Tom hafif bir sakatlık geçirdi.

- O Tom sofria em silêncio.
- O Tom sofreu em silêncio.

Tom sessizce acı çekiyordu.

Esse goleiro não sofreu nenhum gol nas últimas 10 partidas.

- O kaleci son 10 maçtır kalesini gole kapadı.
- O kaleci son on maç kalesinde gol görmedi.
- O kaleci son on maç gole geçit vermedi.

Ela sofreu de terríveis dores de cabeça por um longo tempo.

O uzun süredir kötü baş ağrısı çekiyor.

Tom sofreu um ataque cardíaco e quase morreu esperando uma ambulância.

Tom bir kalp krizinden muzdaripti ve ambulans beklerken neredeyse ölüyordu.

Tom sofreu um acidente e está agora em um hospital em Boston.

Tom bir kaza geçirdi ve şimdi Boston'da bir hastanede.

- Tom sofreu um acidente no trabalho.
- Tom teve um acidente no trabalho.

Tom bir iş kazası geçirdi.

Apesar da proteção do governo, ele sofreu um atentado que o matou.

Devlet korumasına rağmen, onu öldüren bir suikast girişiminin kurbanı oldu.

A companhia sofreu uma perda de um bilhão de ienes no ano passado.

Şirket geçen yıl bir milyar yen kaybına uğradı.

- O crânio de Tom ficou fraturado.
- O crânio de Tom sofreu uma fratura.

Tom'un kafatası kırıldı.

Gastar biliões (em reconstrução). a Suíça não sofreu. E usaram todas essas poupanças

tekrardan inşa için harcarken İsviçre harcamadı. Bu sayede tasarruf ettikleri paraları sistemi geliştirmek için kullandılar.

Em 14 de outubro de 1066, o exército inglês sofreu uma derrota esmagadora em Hastings, e Harold

14 Ekim 1066'da İngiliz ordusu Hastings'de ezici bir yenilgiye uğradı ve Harold

- Você já quebrou algum osso?
- Você já sofreu alguma fratura?
- Vocês já sofreram alguma fratura?
- Vocês já quebraram algum osso?

- Sen hiç kemik kırdın mı?
- Hiç kemiğin kırıldı mı?