Translation of "Religião" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Religião" in a sentence and their turkish translations:

Religião educada

eğitimini almış dinin

Políticos usando religião

dini kullanan siyasetçiler

- Você acredita em alguma religião?
- Tu crês em alguma religião?
- Você tem fé em alguma religião?

Herhangi bir dine inanıyor musun?

- É contra minha religião.
- Vai de encontro a minha religião.

- O benim dinime karşı.
- O benim inancıma karşı.

- A ciência não é uma religião.
- Ciência não é religião.

Bilim bir din değildir.

Eles mudaram de religião.

Onlar dinini değiştirdi.

Eu não tenho religião.

- Dinsizim.
- Benim hiçbir dinim yok.

A liberdade é uma nova religião, a religião do nosso tempo.

Özgürlük bir dindir, zamanımızın dinidir.

- Estou interessado na religião chinesa.
- Eu me interesso pela religião chinesa.

Çin diniyle ilgileniyorum.

- Sua insegurança vem de sua religião.
- Tua insegurança vem de tua religião.

Senin güvensizliğin dininden gelmektedir.

A ciência sem religião é capenga, a religião sem ciência é cega.

Dinsiz bilim topal, bilimsiz din ise kördür.

Eu nem digo nossa religião

dinimizi ise hiç söylemiyorum bile

Eu não acredito em religião.

Dine inanmıyorum.

A matemática pura é religião.

Saf matematik, dindir.

Você ainda pratica sua religião?

Dinini hâlâ uyguluyor musun?

A religião é algo muito pessoal. Quase todo mundo tem na verdade sua própria religião. Coletividade em religião é um artifício.

Din çok bireyseldir. Neredeyse herkesin gerçekten kendi dini vardır. Dindeki bütünlük bir kurnazlıktır.

Ganhar dinheiro é a religião dele.

- Para kazanmak onun dinidir.
- Onun dini para kazanmaktır.

Os colonos abraçaram a religião cristã.

Yerleşimciler Hıristiyan dinini kucakladı.

Ele encontra forças em sua religião.

O, dininde güç buluyor.

A sua religião promove a preguiça.

Senin dinin tembelliği teşvik ediyor.

Tom decidiu não discutir sobre religião.

Tom dini tartışmamaya karar verdi.

Mantenha a religião fora do governo.

- Dini, devletten uzak tutun.
- Dini, hükümet dışı tutun.

- Sua religião tem alguma importância em Marte?
- Será que tua religião é importante em Marte?

Senin dinin Mars'a uygun mu?

A religião é o ópio do povo.

Din insanların afyonudur.

Não há liberdade de religião neste país.

Bu ülkede din özgürlüğü yok.

Superstição é a religião das mentes fracas.

Batıl inanç güçsüz akılların dinidir.

Três fabricantes de papel traindo suborno usando religião

dini kullanan rüşvetçi dolandırıcı üç kağıtçılar

Nossa religião não é a fonte do Alcorão

dinimizi ise kaynak olan Kuran'dan değil

Os dois países diferem em religião e cultura.

İki ülke dinde ve kültürde farklıdır.

Ele tem um bom conhecimento da religião japonesa.

O Japon diniyle ilgili iyi bir bilgiye sahiptir.

É melhor evitar discussão sobre religião e política.

Din ve siyasetle ilgili tartışmadan kaçınsan iyi olur.

O futebol é qual uma religião neste país.

Futbol bu ülkede bir din gibidir.

O budismo é uma religião ou uma filosofia?

Budizm bir din midir yoksa bir felsefe mi?

A religião é a metafísica da gente simples.

Din sıradan insanların metafiziğidir.

Nós nunca tivemos oportunidade de falar sobre religião.

Biz din hakkında hiç konuşmadık.

Qual é a diferença entre religião e filosofia?

Din ve felsefe arasındaki fark nedir?

Há um grande conflito entre religião e ciência.

Din ve bilim arasında büyük bir anlaşmazlık vardır.

Religião é um tema polêmico para muitas pessoas.

Din pek çok insan için tartışmalı bir konudur.

Mas a tolerância ao Islã não era uma religião?

fakat İslamiyet hoşgörü dini değil miydi?

Infelizmente alguém está quebrando a religião que estamos dizendo

bizim anlattığımız dini de birileri bozuyor malesef

Você finalmente quebrou sua religião, não precisa fazer nada

en sonda dinini bozdun mu zaten bir şey yapmaya gerek yok

A religião teve um papel importante na idade média.

Din, Orta Çağ'da önemli bir rol oynamıştır.

O budismo é uma religião fundada pelo indiano Sakiamuni.

Budizm Hintli Şakyamuni tarafından kurulmuş bir dindir.

- A ciência explicou muitas coisas que a religião jamais pôde explicar.
- A ciência explica muitas coisas que a religião jamais poderia explicar.

Bilim birçok şeyi açıklar ama din asla açıklayamazdı.

Como se fosse construído de acordo com a religião pagã

daha çok pagan dinine göre inşa edilmiş gibi

- Todas religiões proíbem o assassinato.
- Toda religião proíbe o assassinato.

Her din cinayeti yasaklar.

Eu não tenho religião e não sigo a nenhum deus.

Benim bir dinim yok ve ben herhangi bir tanrıyı takip etmiyorum.

Qual é a diferença entre uma religião e um culto?

Bir dinle bir tarikat arasındaki fark nedir?

Uma sociedade sem religião é qual um navio sem bússola.

Dinsiz bir toplum, pusulasız bir gemi gibidir.

- Eles lutaram pela liberdade de religião.
- Eles lutaram pela liberdade religiosa.

Onlar din özgürlüğü için savaştılar.

Só há uma religião, embora dela exista uma centena de versões.

Yüz tane versiyonu olsa bile tek bir din vardır.

O Tom tem muitos livros sobre religião, mas nunca os leu.

Tom'un birçok dini kitabı var ama o onları hiç okumaz.

O Islã não é apenas uma religião. É um modo de vida.

İslam yalnızca bir din değildir. O bir yaşam biçimidir.

A religião é produto da fraqueza humana ou da limitação do conhecimento humano.

Din, insan zayıflığının veya insan bilgisinin sınırlılığının sonucudur.

Ele se interessa por qualquer coisa que tenha algo a ver com religião.

O dinle ilgisi olan her şeyle ilgileniyor.

Nos EUA, liberdade de religião é uma das garantias da Declaração de Direitos.

ABD'de din özgürlüğü Haklar Bildirisinin teminatlarından biridir.

E todas as possibilidades foram feitas para que não houvesse desrespeito à religião cristã.

ve Hristiyanlık dinine bir saygısızlık olmasın diye elden gelen bütün imkanlar yapılmıştı

Toda pessoa tem direito à liberdade de pensamento, consciência e religião; este direito inclui a liberdade de mudar de religião ou crença e a liberdade de manifestar essa religião ou crença, pelo ensino, pela prática, pelo culto e pela observância, isolada ou coletivamente, em público ou em particular.

Herkesin, fikir, vicdan ve din hürriyeti hakkı vardır; bu hak, din veya kanaat değiştirmek hürriyeti, dinini veya kanaatini tek başına veya topluca, açık olarak veya özel surette, öğretim, tatbikat, ibadet ve ayinlerle izhar etmek hürriyetini içerir.

Não é muito semelhante à estrutura da religião cristã em termos de estrutura e arquitetura.

yapı ve mimari itibariyle çok da Hristiyan dininin yapısına benzemiyor

Se religião fosse sinônimo de moralidade, o Brasil seria o país mais incorrupto do mundo.

Din, ahlak ile eş anlamlı olsa, Brezilya dünyada en bozulmamış ülke olur.

Olha, não é sobre a religião da beleza e da tolerância que eles falam há anos.

onların bize yıllardır bahsettiği güzellik, hoşgörü dini değilmiş bakın Müslümanlık diyorlar

Fadil descobriu que no Islã a religião e a ciência avançada podem caminhar lado a lado.

- Fadıl, İslam'da din ve ileri bilimin el ele verebileceğini buldu.
- Fazıl İslam'da din ve modern bilimin birbiriyle uyumlu olabileceğini fark etti.

O cristianismo chegou à Armênia no início do primeiro século e tornou-se religião oficial no ano 301.

Hristiyanlık Ermenistan'a birinci yüzyılın başında geldi ve 301 yılında resmi din oldu.

- Ele se tornou religioso em seu leito de morte.
- Ele se converteu à religião em seu leito de morte.

O, ölüm döşeğinde dinine kavuştu.

Ninguém nasce odiando outra pessoa por causa da cor de sua pele, de sua formação ou religião. As pessoas, para poder odiar, precisam ser ensinadas, e, se podem aprender a odiar, também podem ser ensinadas a amar, porque ao coração do homem chega mais facilmente o amor do que o seu oposto.

Hiç kimse ten rengi veya özgeçmiş ya da dini nedeniyle başka birine nefret ederek doğmaz.İnsanlar nefret etmeyi öğrenmeliler ve nefret etmeyi öğrenebiliyorlarsa, aşk insan kalbine karşıtından daha doğal geldiği için sevmeyi öğretebilirler.