Examples of using "Permitir" in a sentence and their turkish translations:
Ona izin vermeyeceğim.
Ona izin veremem.
Buna nasıl izin verebilirsin?
Maalesef ben buna izin veremem.
Hava müsait olursa, yarın gideceğim.
Bunu yapmana izin veremem.
Onu yapmana izin veremem.
Hava güzel olursa, pikniğe gidelim.
Ben buna izin vermem.
Bunu yapmana izin vermeyeceğim.
Bu sorunların projeyi engellemesine izin vermemeliyiz.
Tom'un bunu bugün yapmasına izin veremem.
Çocukların burada oynamasına izin vermemelisin.
Bu insanların işlerimizi çalarmalarına izin veremeyiz.
Hava güzel olursa, yarın pikniğe gideceğiz.
Hava müsait olursa yarın dağın tepesine varacağız.
İş izin verirse, Nisan ayında sizi görmeye gitmek isterim.
Gitmene izin vereceğim.
Onu bir daha yapmana asla izin vermeyeceğim.
Babam buna izin vermez.
Onlar bizim bahçeye girmemize izin vermeyecek.
Oun olmasına izin veremeyiz.
Robotların, kendi kararlarını verebilmelerine olanak tanımak tehlikeli olabilir; çünkü sahiplerine karşı çıkabilirler.
Bunu yapmaya gücüm yetmez.