Examples of using "Partida" in a sentence and their turkish translations:
İzindeyim.
Onlar ayrılıyorlar.
Maçı kazanıyoruz.
Tom maçı kazandı.
Zor bir maç olacak.
O geldiğinde, maça başlayacağız.
Gideceğiz.
Oyun berabere sonuçlandı.
O oyunu her zaman görmek istedim.
Ben maçı canlı izledim.
Maç golsüz sona erdi.
Bir sonraki oyunu oynamama izin ver.
Motoru nasıl çalıştırabilirim?
Dün gece, maçı izledim.
Bugünkü oyun nasıldı?
İngiltere maçı kazanacak.
Televizyondaki futbol maçını izledin mi?
Futbol oyunu yarın.
Takımımız dün maçlarını kazandı.
Trenin kalkışı ertelenecek.
Dün gece maçı seyrettim.
Onun son maçtan zevk alıp almadığını merak ediyorum.
Bir basketbol maçı ne kadar sürer?
Bir tenis maçı oynayacağız.
Futbol maçını izliyorum.
Oyunu baştan sona kadar izledim.
Bugünkü maçta herkes iyi oynadı.
Tom ayrılışını üç gün erteledi.
Tom bu arabayı çalıştıramıyor.
Ayrılıyor mu yoksa kalıyor mu?
Televizyonda bir tenis maçı izledim.
Futbol maçı yağmur yağsa bile oynanacak.
birçok hastalığın çıkış noktasıdır
Maçı izledin mi?
Futbol oyununda yaralandın mı?
En güçlüsü oydu. Maçı o kazandı.
Onunla bir tenis maçım vardı.
Maç yağmur nedeniyle iptal edildi.
Tom beni bir tenis maçına davet etti.
Ben o tenis maçını kazanacağıma eminim.
Antrenörler maçtan sonra tokalaştı.
Hava koşullarından dolayı maç iptal edildi.
Bu harika bir oyundu.
Oyun ertelendi.
Bu masa kırık.
Sen gidinceye kadar onu muhafaza edeceğiz.
Biz maçı kazandık.
Tenis maçını kazanacağımdan eminim.
Ben tenis maçını kazanacağımdan eminim.
Tenis maçı yağmur nedeniyle ertelendi.
Tenis maçını kazanacağımdan eminim.
Onun tenis maçını kazandığına eminim.
Biz hâlâ bu oyunu kazanabiliriz.
Yağmur durur durmaz tenis maçı devam etti.
Bu son oyun.
Futbol maçı televizyonda canlı olarak yayınlandı.
Biz maçı birlikte izleyeceğiz.
Sanki maçı Brezilya değil de biz kazanmış gibiyiz.
Havalandıktan sonra dakikalar içinde uçağın başı dertteydi.
Tom Mary'nin bir tenis maçına davetini kabul etti.
Maç ne zaman başlar?
Dünkü maçı izledin mi?
Maç 2.30'da başlar.
eğer kadro tamsa 9 aylık oynanmaz maç yapılırdı.
Futbol maçı öğleden sonra saat beş'te canlı yayınlanacak.
Nadal zorlu bir tenis maçını kazandı. Maç beş set sürdü.
Bay Hashimoto motoru çalıştırdı.
Ona kırık bir bacağım olduğunu söyle.
15 yumurtasını bırakır bırakmaz başladığı yere dönmek zorunda.
Bu öğleden sonra golf oynamaya ne dersin?
Bu pencere bir aydır kırık.
Ben kafeteryaya girdiğimde, iki tane genç adam televizyonda bir güreş maçını izliyordu.
"Tom, satranç oynamak ister misin?" "Hayır, bugün değil, Mary, yorgunum ve yatmak istiyorum."
Satrançta tahta üzerinde aynı konum üç kez oluşursa oyun berabere biter.
Tenis tarihinde taraflardan birinin diğerine en ezici üstünlük kurduğu Grand Slam finali, Batı Almanyalı Steffi Graf'ın Sovyet Nataşa Zvereva'yı iki seti de 6-0 kazanarak çok rahat yendiği 1988 Fransa Açık Finali'ydi. Maçın tamamı yalnızca 34 dakika sürmüştü.