Translation of "Cantar" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Cantar" in a sentence and their turkish translations:

- Eu posso cantar?
- Posso cantar?

Şarkı söyleyebilir miyim?

- A Jane vai cantar?
- A Jane irá cantar?
- Jane vai cantar?
- Jane irá cantar?

Jane şarkı söyleyecek mi?

- Eu adoro cantar.
- Eu gosto de cantar.
- Gosto de cantar.

Ben şarkı söylemeyi seviyorum.

- Comece a cantar.
- Comecem a cantar.

Şarkı söylemeye başlayın.

- Vem cantar comigo.
- Venha cantar comigo.

Gel benimle şarkı söyle.

- Elas sabem cantar.
- Eles podem cantar.
- Eles são capazes de cantar.

Onlar şarkı söyleyebilirler.

Sabem cantar?

Şarkı söyleyebilir misin?

- Eu gosto de cantar.
- Gosto de cantar.

Ben şarkı söylemeyi seviyorum.

- Você vai cantar aqui?
- Vocês vão cantar aqui?

Burada şarkı söyleyecek misin?

- Quero cantar uma canção.
- Quero cantar uma música.

Ben bir şarkı söylemek istiyorum.

- Eles gostam de cantar.
- Elas gostam de cantar.

Şarkı söylemeyi severler.

- Você gosta de cantar?
- Vocês gostam de cantar?

Şarkı söylemeyi sever misiniz?

- Tom não vai cantar.
- Tom não irá cantar.

Tom, şarkı söylemeyecek.

- Você gosta de cantar?
- Você gosta de cantar ?

Şarkı söylemeyi sever misin?

Você sabe cantar?

Şarkı söyleyebilir misin?

Gostaria de cantar?

Şarkı söylemek ister misiniz?

Venha cantar comigo.

Gel benimle şarkı söyle.

Ouvi-a cantar.

Onun şarkı söylediğini duydum.

Tom vai cantar.

Tom şarkı söyleyecek.

Vamos cantar juntos.

Birlikte şarkı söyleyelim.

Tom adora cantar.

Tom şarkı söylemeyi sever.

Tom sabe cantar.

Tom şarkı söyleyebilir.

Eu sei cantar.

Şarkı söyleyebilirim.

Pare de cantar.

Şarkı söylemeyi bırak.

Você quer cantar?

Şarkı söylemek ister misin?

Você adorava cantar.

Sen şarkı söylemeyi severdin.

Ele pode cantar.

O şarkı söyleyebilir.

Tom irá cantar.

Tom şarkı söyleyecek.

Tom quer cantar.

Tom şarkı söylemek istiyor.

Eu deveria cantar.

Şarkı söylemeliyim

Deixe-me cantar.

Şarkı söyleyeyim.

- Nunca o ouvi cantar.
- Eu nunca ouvi ele cantar.

Onun şarkı söylediğini asla duymadım.

- Você sabe cantar esta canção?
- Sabes cantar esta canção?

Şarkı söyleyebilir misin?

- Eu costumo cantar no chuveiro.
- Costumo cantar no chuveiro.

Ben sık sık duşta şarkı söylerim.

- Eu não quero cantar agora.
- Não quero cantar agora.

Şu an şarkı söylemek istemiyorum.

- Por favor, pare de cantar.
- Por favor, parem de cantar.

Lütfen şarkı söylemekten vazgeç.

- Ela acredita que pode cantar.
- Ela acha que pode cantar.

O, şarkı söyleyebileceğini düşünür.

- Tom nunca ouviu Maria cantar.
- Tom nunca ouviu Mary cantar.

Tom Mary'nin şarkı söylediğini asla duymadı.

- Tom levantou-se para cantar.
- Tom se levantou para cantar.

Tom şarkı söylemek için ayağa kalktı.

- Prefiro não cantar essa música.
- Prefiro não cantar essa canção.

O şarkıyı söylememeyi tercih ederim.

Mas continuei a cantar.

ama yine de şarkı söylemeye devam ettim.

Ela o ouviu cantar.

Onun şarkı söylemesini duydu.

Você gosta de cantar?

Şarkı söylemeyi sever misin?

Ele começou a cantar.

O, şarkı söylemeye başladı.

Ela gosta de cantar.

- O, şarkı söylemeyi sever.
- Şarkı söylemek onun işi.

Ele gosta de cantar.

- O, şarkı söylemeyi sever.
- O şarkı söylemeyi sever.
- Şarkı söylemeyi seviyor.

Gosto de cantar canções.

Şarkı söylemekten hoşlanıyorum.

Vamos cantar uma música.

Bir şarkı söylememize izin verin.

Ele me fez cantar.

O bana şarkı söyletti.

Tom gosta de cantar.

Tom şarkı söylemeyi seviyor.

O que vamos cantar?

Bizim ne söylememiz gerekir?

Tom não vai cantar.

Tom şarkı söylemeyecek.

Eu continuei a cantar.

Şarkı söylemeye devam ettim.

Tom começou a cantar.

Tom şarkı söylemeye başladı.

Sou bom em cantar.

Ben şarkı söylemede iyiyim.

Betty conseguiu cantar bem.

Betty iyi şarkı söylemeyi başardı.

Querem ouvir-te cantar.

Onlar senin şarkı söylediğini duymak istiyor.

O Tom sabe cantar?

Tom şarkı söyleyebiliyor mu?

Tom parou de cantar.

Tom şarkı söylemeyi durdurdu.

Quero cantar uma canção.

Ben bir şarkı söylemek istiyorum.

Tom não sabe cantar.

Tom şarkı söyleyemez.

Quero cantar a música.

Şarkı söylemek istiyorum.

Tom sabe cantar bem.

Tom şarkı söylemede iyidir.

Ela começou a cantar.

O şarkı söylemeye başladı.

Não vou cantar hoje.

Bugün şarkı söylemeyeceğim.

É difícil cantar bem.

İyi şarkı söylemek zordur.

Pode cantar se quiser.

İstersen şarkı söyleyebilirsiniz.

Tom não quer cantar.

Tom şarkı söylemek istemiyor.

Gritar não é cantar.

Bağırmak şarkı söylemek değildir.

- Tom me ensinou a cantar.
- O Tom me ensinou a cantar.

Tom bana şarkı söylemeyi öğretti.

- Sou bom em cantar.
- Sou bom cantando.
- Eu sei cantar bem.

- Ben şarkı söylemede iyiyim.
- Güzel şarkı söyleyebilirim.

- Eu posso te ensinar a cantar.
- Posso te ensinar a cantar.

Sana şarkı söylemeyi öğretebilirim.

- Tom se recusa a cantar.
- O Tom se recusa a cantar.

Tom şarkı söylemeyi reddediyor.

- Tom sabe cantar algumas músicas francesas.
- Tom sabe cantar algumas canções francesas.

- Tom birkaç Fransız şarkısı söyleyebilir.
- Tom birkaç tane Fransızca şarkı söyleyebilir.

- Eu espero cantar melhor na próxima vez.
- Espero cantar melhor na próxima vez.
- Eu espero cantar melhor da próxima vez.

Gelecek sefer daha iyi şarkı söyleyeceğimi umuyorum.

Você já o ouviu cantar?

Hiç onun şarkı söylediğini duydun mu?

É sua vez de cantar.

Şarkı söyleme sırası senin.

Estou com vontade de cantar.

Canım şarkı söylemek istiyor.

Eu só gosto de cantar!

Sadece, şarkı söylemeyi seviyorum!

Você já ouviu Tom cantar?

- Tom'un şarkı söylediğini hiç duydun mu?
- Hiç Tom'un şarkı söylediğini duydun mu?

Eu prefiro cantar a dançar.

Dans etmektense şarkı söylemeyi tercih ederim.

Eu conseguia cantar essa música.

Ben o şarkıyı söyleyebilirdim.

Pare de cantar essa música.

- O şarkıyı söylemeyi durdur.
- O şarkıyı söylemeyi kes.

Pare de cantar essa música!

O şarkıyı söylemeyi bırak!

Tom adora cantar no chuveiro.

Tom duşta şarkı söylemeyi sever.

Vou lhe ensinar a cantar.

Sana nasıl şarkı söyleyeceğini öğreteceğim

Prefiro não cantar esta noite.

Bu gece şarkı söylememeyi tercih ederim.

Eu detestava cantar em público.

Halkın önünde şarkı söylemekten nefret ederdim.