Translation of "Razão" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Razão" in a sentence and their turkish translations:

- Você tem razão.
- Tem razão.

- Haklısın.
- Haklısınız.

- Você tem razão.
- Vocês têm razão.

Hiç hata yapmadın.

Tínhamos razão.

- Biz haklıydık.
- Haklıydık.

Tenho razão?

- Ben doğru muyum?
- Ben haklı mıyım?

- A garota tem razão.
- A menina tem razão.

Kız haklı.

A razão é

Nedeni ise şu

Eu tenho razão.

Ben hatasızım.

Tom tem razão.

Tom haklı.

Vocês têm razão.

Siz haklısınız.

Ambos têm razão.

İkisi de haklı.

Compreendo a razão.

Sebebini anlıyorum.

- Você tem toda a razão!
- Tens toda a razão!

Sen kesinlikle haklısın!

- Mamãe sempre está com a razão.
- Mamãe sempre tem razão.

Annem her zaman haklıdır.

- O cliente tem sempre razão.
- O freguês sempre tem razão.

Müşteri her zaman haklıdır.

- Eu posso demonstrar que tenho razão.
- Posso provar que tenho razão.
- Eu posso provar que tenho razão.

Ben haklı olduğumu kanıtlayabilirim.

- Eu nunca fico bravo sem razão.
- Eu nunca fico com raiva sem razão.
- Nunca fico com raiva sem razão.
- Nunca fico bravo sem razão.

Sebep olmadan asla kızgın olmam.

Infelizmente, Nancy tinha razão.

Maalesef, Nancy haklıydı.

Ninguém sabe a razão.

Kimse sebebini bilmiyor.

Mamãe sempre tem razão.

Annem her zaman haklıdır.

Ele sempre tem razão.

O her zaman haklı.

Eu adoro ter razão.

Haklı olmayı seviyorum.

Parece que tinhas razão.

Sen haklıydın gibi görünüyor.

Me dê outra razão.

Bana bir sebep ver.

Aparentemente, você tem razão.

Görünüşe göre haklısın.

Nós dois temos razão.

İkimiz de haklıyız.

- Tenho razão?
- Estou certo?

Ben doğru muyum?

Sabes que tinhas razão.

- Biliyorsun, sen haklıydın.
- Haklı olduğunu biliyorsun.

Talvez Tom tenha razão.

Belki Tom haklıdır.

Espero que tenha razão.

Hatasız olduğunuzu umuyorum.

O menino tem razão.

Oğlan haklı.

Ela sempre tem razão.

O, her zaman doğrudur.

- Talvez você esteja certo.
- Talvez você tenha razão.
- Talvez tenha razão.

- Belki de haklısınız.
- Belki sen haklısın.
- Belki haklısın.

- Você está certa.
- Você está certo.
- Você tem razão.
- Tens razão.

- Doğru söylüyorsun.
- Haklısın.
- Haklısınız.

- Posso provar que tenho razão.
- Eu posso provar que tenho razão.

Ben haklı olduğumu kanıtlayabilirim.

- Em minha opinião, ele tem razão.
- Na minha opinião, ele tem razão.

Bence, o hatasızdır.

Com argumentos, com a razão,

ama muhakeme etmiyorlarsa,

Deus sempre tem a razão.

Allah her zaman haklıdır.

Espero que não tenha razão.

Umarım yanılıyorsundur.

O polvo Paul tinha razão.

Ahtapot Paul haklıydı.

Tudo acontece por uma razão.

Olan her şeyin bir sebebi vardır.

Você tem razão, neste sentido.

Bu konuda haklısın.

Acho que ele tem razão.

Bence haklı.

Tom tem toda a razão.

Tom tamamen haklı.

Há alguma razão para isso?

Bunun için herhangi bir neden var mı?

Parecia que Tom tinha razão.

Tom haklıymış gibi görünüyordu.

Acho que você tem razão.

Sanırım sen haklısın.

- Eu acho que tenho razão.
- Acho que estou certo.
- Creio que tenho razão.

Ben haklı olduğumu düşünüyorum.

- Você tem toda a razão.
- Não há dúvida de que você tem razão.

Kesinlikle, haklısın.

- Se tudo acontece por alguma razão, será que isso não tem uma razão de ser?
- Se tudo o que acontece tem alguma razão, não terá isso uma razão de ser?

Eğer her şeyin bir sebebi varsa, sebebin sebebi var mıdır?

- Sua mãe tinha razão.
- A mãe dele estava certa.
- A mãe dele tinha razão.

Annesi haklıydı.

Mas ele está enganando com razão

ama haklı öyle bir kandırıyor ki

Há alguma razão para não ir?

Gitmemek için bir neden var mı?

Ele tinha razão de ficar calado.

O sessiz kalmakta haklıydı.

- Tom tinha razão.
- Tom estava certo.

Tom haklıydı.

- Tom está certo.
- Tom tem razão.

Tom doğru.

Eu admiti que ela tinha razão.

Onun haklı olduğunu itiraf ettim.

Eu acho que você tinha razão.

- Sanırım haklıydın.
- Sanırım haklıydınız.

Eu não quero sofrer sem razão.

Nedensiz acı çekmek istemiyorum.

Eu acho que Tom tem razão.

Sanırım Tom haklı.

Não há razão para ter medo.

Korkmak için hiçbir sebep yok.

- Eu estava certo.
- Eu tinha razão.

Haklıydım.

Essa é a razão mais importante.

O en önemli nedendir.

Eu acho que Tom tinha razão.

Tom'un haklı olduğunu düşünüyorum.

Eu não digo isso sem razão.

Ben bunu sebepsiz söylemem.

- Vocês tinham razão.
- Vocês estavam certos.

Siz haklıydınız.

Ele sempre acha que tem razão.

O hep haklı olduğunu düşünür.

Em certo sentido, você tem razão.

Bir anlamda haklısın.

- Você está certo.
- Você tem razão.

- Doğru söylüyorsun.
- Haklısın.

O cliente nem sempre tem razão.

Müşteri her zaman haklı değildir.

- Eles estão certos.
- Eles têm razão.

Onlar haklı.

- É a razão por que ela está atrasada.
- Eis a razão por que está atrasada.

Onun geç kalmasının sebebi odur.

- Talvez você esteja certo.
- Talvez você tenha razão.
- Talvez tenha razão.
- Talvez você esteja certa.

Belki sen haklısın.

- Não há razão por que ter medo do professor.
- Não há razão para ter medo do professor.
- Não há razão para ter medo da professora.

Öğretmenden korkmanın hiçbir nedeni yok.

- Você tinha razão, não vive mais no Rio.
- Você tinha razão, ele não mora no Rio.

Haklıydın, o Rio'da yaşamıyor.

A principal razão para isso é vírus

bunun asıl sebebi bu virüsler

A razão para isso foi naqueles anos

Bunun sebebi o yıllarda

Dizem com razão que tempo é dinheiro.

Vaktin nakit olduğu gerçekten söylenilmektedir.

Não há razão para que ela fuja.

Onun kaçması için bir sebep yok.

A beleza é a razão da vida.

Güzellik, yaşamın nedenidir.

Pode ser que Tom não tenha razão.

Tom haklı olmayabilir.

A matemática é a música da razão.

Matematik, aklın müziğidir.

O Tom poderia ter razão sobre isso.

Tom bu konuda haklı olabilir.

Talvez as coisas aconteçam por alguma razão.

Belki şeyler bir nedenden dolayı meydana gelir.

A razão da minha vida é você.

Sen benim yaşam amacımsın.

Eu não vejo qualquer razão para reclamar.

Şikayet etmek için herhangi bir neden görmüyorum.

Talvez você tenha razão, eu foi egoísta.

Belki sen haklısın, ben bencilce davrandım.

Eu preciso admitir que você tem razão.

Kabul etmeliyim, haklısın.

Tinham uma boa razão para estar felizes.

Onların mutlu olmak için iyi bir sebebi vardı.

Um cachorro esperto nunca late sem razão.

Akıllı bir köpek asla sebepsiz havlamaz.

Queria ter uma razão para não ir.

Keşke gitmemek için bir nedenim olsa.

Qual é a razão por trás disso?

Bunun arkasındaki neden nedir?

- Eu sei que tenho razão.
- Sei que estou certo.
- Sei que tenho razão.
- Sei que estou certa.

Haklı olduğumu biliyorum.