Examples of using "Lindo" in a sentence and their turkish translations:
Ne güzel bir bahçe.
Ne güzel bir bebek!
Ne güzel bir isim!
O güzel bir kolye.
Ne kadar da güzel!
o yıllarda güzeldi
Güzel bir gün!
Güzel bir halı.
Bu halı güzel.
O güzel bir düğündü.
hâlâ çok güzel bir toz katmanına ulaşıyorum!
Tom'un hoş bir gülümsemesi var.
Ne güzel bir gün batımı.
Senin kolyen güzel.
Mehtap gerçekten güzel.
Tac Mahal güzeldir.
Fuji Dağı güzeldir.
Gönderdiğiniz güzel armağan için çok çok teşekkürler.
sıkıntı değil güzel kardeşim
Onun güzel bir gülümsemesi olduğunu düşünüyorum.
Ne güzel bir elbise!
Gün batımı güzel.
O, bize güzel bir şapka gösterdi.
Bizim evimiz güzel, mavi bir balon.
Burada Boston'da güzel bir gün.
Dışarıdaki parlak, güzel bir gün.
Bir 45'likle bankaya girmek gibisi yoktur.
yapmayın güzel kardeşim yapmayın
Bu köy tavuğu güzel oğlandır
Kimse duşta Anna'dan daha iyi şarkı söyleyemez!
Güzelsin, biliyor musun?
Kesinlikle güzel bir bahçeniz var!
Sen hiç Fuji Dağı'nı gördün mü? O, kelimelerle ifade edilemeyecek kadar güzel.
O güzel değil mi?
Elbisen güzel.
Ne güzel bir gün batımı!
Bu ziyaret ettiğim en güzel ülke.
Renk, doku, desen ve deri eşleştirebiliyorlar. Çok güzel.
- Hava güzeldir.
- Hava güzel.
Bu kızın güzel bir yüzü var. Kalbim ona bakmaktan erir.
Mary güzel bir kırmızı elbise giyiyor.
Şimdiye kadar böylesine güzel bir gün batımı gördün mü?
Daha önce bunun kadar güzel bir film gördün mü?