Translation of "Folhas" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Folhas" in a sentence and their turkish translations:

As folhas caíram.

Yapraklar düştü.

As folhas caem.

Yapraklar düşüyor.

- São apenas folhas e ramos.
- São apenas folhas e galhos.

Sadece yapraklar ve dallar var.

Folhas após 40 dias

40 gün sonra ayrılır

Todas as folhas caíram.

Yaprakların hepsi döküldü.

As folhas caíram das árvores.

Yapraklar ağaçlardan düştü.

Precisamos queimar todas essas folhas.

Bütün bu yaprakları yakmamız gerekiyor.

As folhas crescem em galhos.

Yapraklar dallarda büyür.

As folhas caem no outono.

- Yapraklar son baharda düşer.
- Yapraklar sonbaharda dökülür.

- No outono, as folhas ficam amarelas.
- No outono, as folhas tornam-se amarelas.

Sonbaharda yapraklar sararır.

As folhas ficam vermelhas no outono.

Son baharda yapraklar kırmızıya döner.

As folhas ficam pardas no outono.

Yapraklar sonbaharda kahverengi olur.

Às vezes os gatos mastigam folhas.

Kediler bazen bitkileri çiğnerler.

As folhas das árvores ficaram vermelhas.

Ağaçlardaki yapraklar kırmızıya döndü.

O galho está cheio de folhas.

Dal, yapraklarla doludur.

Por que as folhas são verdes?

Yapraklar neden yeşildir?

As folhas dizem-nos: "Preciso de azoto."

Yapraklar sana "Azota ihtiyacım var." der.

No outono, as folhas caem das árvores.

Sonbaharda yapraklar ağaçlardan düşer.

Muitas árvores perdem as folhas no inverno.

Birçok ağaçlar kış mevsiminde yapraklarını kaybederler.

As folhas da árvore se tornaram vermelhas.

Ağacın yaprakları kızardı.

Todas as folhas da árvore ficaram amarelas.

Ağaçtaki tüm yapraklar sarardı.

Tom encontrou um trevo de quatro folhas.

Tom dört yapraklı bir yonca buldu.

As folhas começam a cair em outubro.

Yapraklar ekimde düşmeye başlar.

Esta planta está com algumas folhas queimadas.

Bu bitkinin bazı yanmış yaprakları var.

As folhas de alface murcham com facilidade.

Marul yaprakları hemen soluyor.

Eu esfreguei suas manchas com estas folhas.

Beneklerini bu yapraklarla ovuşturdum.

As suas folhas extremamente afiadas cortam como lâminas.

Jilet gibi keskin kenarları sizi testere gibi keser.

Todas as folhas da árvore se tornaram amarelas.

Ağacın tüm yaprakları sarardı.

- Essas folhas verdes se tornam vermelhas ou amarelas no outono.
- Estas folhas verdes ficam vermelhas ou amarelas no outono.

Bu yeşil yapraklar sonbaharda kızarır veya sararır.

E se escondendo sob as folhas antes da chuva

ve yağmurdan önce yaprakların altına gizlenerek

No outono, as folhas mudam de cor e caem.

Sonbaharda yapraklar renk değiştirir ve düşer.

O outono chegou e as folhas começaram a cair.

Sonbahar geldi ve yapraklar düşmeye başladılar.

As folhas começaram a avermelhar-se e amarelar-se.

Yapraklar kızarmaya ve sararmaya başladı.

Tom juntava as folhas com o ancinho no jardim.

Tom bahçedeki yaprakları tırmıkla temizledi.

Essas folhas verdes ficam vermelhas ou amarelas no outono.

Bu yeşil yapraklar güz aylarında kızarır veya sararırlar.

Está a ver estas saliências serrilhadas nas extremidades das folhas?

Yaprakların kenarındaki şu küçük şeyleri görüyor musunuz?

Muitos peruanos têm o hábito de mascar folhas de coca.

Birçok Perulunun koka yapraklarını çiğneme adeti vardır.

Uma ferradura e um trevo de quatro folhas dão sorte.

At nalı ve dört yapraklı yonca iyi şans getirir.

Seja como uma árvore e deixe as folhas mortas caírem.

Ölen yapraklarını döken bir ağaç gibi ol.

Se eu usar ramos e folhas, isso disfarçará a minha forma.

Ya da dalları kullanarak kendi şeklimi değiştirmeye çalışırım.

Um cavaleiro sem uma dama era como uma árvore sem folhas.

Hanımefendisi olmayan bir şövalye yapraksız bir ağaç gibiydi.

Ou posso pôr folhas e paus na minha mochila e disfarçar a minha silhueta.

Ya da çantama biraz yaprak ve dal doldurup keskin insan formu görüntüsünü kırarım.

As folhas de outono em decomposição proporcionam alguma humidade e calor durante o dia.

Çözünmekte olan sonbahar yaprakları gündüzleri biraz nem ve sıcak sağlıyor.

Tom ouvia o barulhinho da chuva caindo sobre o telhado de folhas de flandres.

Tom teneke çatıdaki yağmurun sesini duyuyordu.

Tom queria ajudar Maria a rastelar as folhas, mas ela estava usando o único rastelo.

Tom Mary'ye yaprakları tırmıkla toplaması için yardım etmek istedi fakat o tek tırmığı kullanıyordu.

A naturaleza é o único livro que oferece um conteúdo valioso em todas as suas folhas.

Doğa her sayfada büyük bir içerik sağlayan tek kitaptır.

As folhas amarelas, vermelhas e marrons que aparecem nas árvores são o primeiro sinal do outono.

Ağaçlarda görünen sarı, kırmızı ve kahverengi yapraklar sonbaharın ilk işaretidir.

Se você puser mais folhas de chá na chaleira, o chá ficará com um gosto melhor.

Eğer demliğe biraz daha çay yaprakları koyarsan, çayın tadı daha iyi olacaktır.

Que a vida seja tão bela quanto as flores de verão, e a morte tão bonita quanto as folhas de outono.

Hayat yaz çiçekleri kadar güzel ve ölüm sonbahar yaprakları kadar güzel olsun.

Que a vida seja tão bela quanto as flores no verão. E que a morte seja tão bela quanto as folhas no outono.

- Yaşam yaz çiçekleri, ölüm de sonbahar yaprakları kadar güzel olsun.
- Hayat yaz çiçekleri, ölüm de güz yaprakları gibi güzel olsun.