Examples of using "árvores" in a sentence and their turkish translations:
Çok sayıda ağaç kesildi.
Şu ağaçları kestim.
O ağaçları kesme.
Birçok ağaç kesildi.
Ağaçlar yeşil.
Ağaçlar büyük.
Bu ormanda ağaçlar var.
Kaç tane ağaç var?
Birçok ağaç yıkıldı.
Ağaçları seviyorum.
Ağaç diker.
Ayılar ağaçlara tırmanabilir.
Bu ormanda birçok ağaç var.
Ağaçlar bitkilerdir.
Sincaplar ağaçlara tırmanmaya bayılır.
Bu ağaçlar asla çiçek açmayacak.
Ağaçlar uzun.
Bu ağaçlar güzel.
Bu ağaçları kim dikti?
Ağaç dikiyor.
Ayılar ağaca tırmanabilir.
Ağaçların ardında bir ev var.
Ya da bu ağaçlardan birine gidip
Gecenin tehlikelerinden kaçmak için...
100 milyon ağaç yok oldu
Maymunlar ağaçlara tırmanırlar.
Elmalar ağaçlarda büyür.
Bahçede üç tane ağaç var.
- Parkta birçok ağaç var mı?
- Parkta çok ağaç var mı?
Yapraklar ağaçlardan düştü.
Tom ağaçları buduyor.
Dağlarda ağaçlar keser.
Adada hiç ağaç yoktu.
Tom birkaç ağaç dikti.
Kuşlar ağaçlarda ötüyor.
Tepe ortada, ağaçsız.
Orman ağaçlarla dolu.
Ağaçları baltayla keseriz.
Tom ağaçlara tırmanmayı seviyor.
Maymunlar bile ağaçtan düşer.
Bu ağaçların tohumları sarıdır.
Orman, ağaçlarla doludur.
Avlumuzda üç tane ağaç var.
Ağaçlardaki yapraklar kırmızıya döndü.
Sincap ağaçları seviyorum dedi.
Bu ağaçlar onlar tarafından dikildi.
Kuşlar ağaçlarda öterdi.
Meyve bahçende kaç tane ağaç var?
O, ağaçlara tırmanmada zorluk çekmiyor.
Üstelik ağaçlar arasında 150 metreye kadar süzülebiliyor.
bir çok ağaç meyve ve çiçek görebiliriz
Sonbaharda yapraklar ağaçlardan düşer.
Birçok ağaçlar kış mevsiminde yapraklarını kaybederler.
Havuzun etrafında bir sürü ağaç var.
Hayatımda hiç bu kadar çok ağaç görmedim.
Buradaki tüm ağaçları kesecek misin?
Bir çocukken ağaca tırmandın mı?
Kuşlar, yuvalarını ağaçlara yaparlar.
Nehrin iki tarafında ağaçlar var.
Yaşlı ağaçlardan hiçbiri yangını atlatamadı.
Çocuklar ağaçlara tırmanmayı severler.
O ağaç kucaklayıcısıdır.
Ağaçlar oksijen yayar ve karbon dioksit emer.
Tom'a ağaçları budayacağımı söyle.
Tamam, şimdi bu ağaçlardan biriyle şansımızı deneyelim.
Bu yükseklikte, karanlığın içinde resmen kördür.
Vahşi doğada ağaç kovuklarına tünerler.
yiyecek taşıdım, içine yiyecek koyup ağaçlara astım.
Okulun önünde bazı ağaçlar görürsün.
Meyve ağaçları büyümek için geniş bir alan alanı gerektirir.
Burada ağaçların hepsi insanlar tarafından kesildi.
Ağaçlar fırtına nedeniyle kökünden söküldü.
Bahar ağaç dikimi mevsimidir.
Tom'a ağaçları budadığımı söyle.
Kediler ağaçlara tırmanabilir ama köpekler tırmanamaz.
Amazon ormanındaki birçok hayvan ve ağaç Tupi adına sahiptir.
Kediler ağaçlara tırmanabilir, ancak köpekler tırmanamaz.
Çocukken ağaçlara tırmanmayı severdim.
- Çiçeklerin ve ağaçların temiz havaya ve taze suya ihtiyacı vardır.
- Çiçek ve ağaçlar temiz hava ve taze suya ihtiyaç duyarlar.
- Çiçekler ve ağaçlar, temiz hava ve tatlı suya ihtiyaç duyarlar.
O tarafa gidebiliriz. Ağaçların altında korunaklı kalmayı deneyebiliriz.
Dünyanın en kurak çölü olan Atacama'ya ağaç dikebiliriz.
Bazen zulalarını... ...bir ağacın dibine saklarlar.
Ormanda çok yüksek ağaçlar ve farklı çim çeşitleri vardır.
- Kentindeki caddelerde ne çiçek ne de ağaçlar vardı.
- Onun şehrinin sokaklarında ne çiçekler nede ağaçlar vardı.
Kanada'da ağaç kesmenin yasa dışı olduğu bir sürü alan vardır.
O, gümüş ağaçları olan altın şehirler hakkında harika hikayeler duymuştu.
İz süren biri için ağaçlar bu yüzden iyidir. Çünkü genelde işaret barındırırlar.
Bu düşük frekanslı ses ağaç örtüsünden sekip duvarların oluşturduğu seti aşıyor.
Sıcaklık ne kadar artarsa ağaçlar atmosfere o kadar su salıyor.
Isıya duyarlı kamera daha yükseklerde, karanlıkta saklanan bir başka avcıyı ortaya çıkarıyor.
Ağaçların bile tohumlarını uzağa saçmak için yardıma ihtiyacı var.
ağalık düzenine en büyük tokadı yine Kemal Sunal indiriyordu
Küme, gün batımında ağaçlara tırmanarak zemindeki avcılardan kaçınıyor.