Translation of "Filhas" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Filhas" in a sentence and their turkish translations:

- Eles têm duas filhas.
- Têm duas filhas.

Onların iki kız çocuğu var.

- Tenho duas filhas.
- Eu tenho duas filhas.

İki kızım var.

- Temos duas filhas.
- Nós temos duas filhas.

Biz iki kıza sahibiz.

- Essas são minhas filhas.
- Essas são as minhas filhas.

Bunlar benim kızlarım.

- São estas as suas filhas?
- Estas são as tuas filhas?

Bunlar senin kızların mı?

Você são filhas dela.

Siz onun kızlarısınız.

Eles têm filhas gêmeas.

Onların ikiz kızları var.

Ele tem três filhas.

Onun üç tane kızı var.

Ele tem duas filhas.

- Onun iki kız çocuğu var.
- İki kızı var.

Nós temos três filhas.

Üç tane kızımız var.

Eu tenho três filhas.

- Üç kız evladım var.
- Üç kızım var.
- Üç tane kızım var.
- Benim üç kızım var.
- Benim üç tane kızım var.
- Benim üç tane kız evladım var.
- Üç tane kız evladım var.

Tom tem duas filhas.

Tom'un iki kız çocuğu var.

Eles têm duas filhas.

Onların iki kız çocuğu var.

Tom tem três filhas.

Tom'un üç kızı vardır.

Quantas filhas o Tom tem?

Tom'un kaç tane kızı var?

Quantos filhos e quantas filhas?

Kaç tanesi oğlan ve kaç tanesi kız?

- Ambas as suas filhas são muito bonitas.
- As duas filhas tuas são muito lindas.

Kızlarının ikisi de çok güzel.

- Tenho duas filhas.
- Tenho duas meninas.

İki kızım var.

Tom e Maria têm três filhas.

Tom ve Mary'nin üç tane kızları var.

Aquelas três são as filhas dele.

Şu üçü onun kızları.

As filhas dela são todas lindas.

Onun kızlarının hepsi güzel.

Eu tenho duas filhas e dois filhos.

İki kızım ve iki oğlum var.

Eu tenho dois filhos e duas filhas.

İki oğlum ve iki kızım var.

Nós temos duas filhas e um filho.

İki kızımız ve bir oğlumuz var.

O pai disse poucas coisas às filhas.

Baba kızlarına azıcık söyledi.

A mãe disse poucas coisas às filhas.

Anne kızlarına hemen hemen hiçbir şey söylemedi.

Ele tem um filho e duas filhas.

Onun bir oğlu ve iki kızı vardır.

Ela rezou para que suas filhas a perdoassem.

- Kızlarının kendisini affetmesi için yalvardı.
- Kızlarının kendisini affetmesi için dua etti.

O pai deixou todo o dinheiro às filhas.

Baba tüm parasını kızlarına bıraktı.

Todas as filhas de Tom são muito bonitas.

Tom'un kızlarının tamamı oldukça güzeldir.

Era uma vez um rei que tinha três filhas.

- Bir zamanlar üç kızı olan bir kral yaşıyordu.
- Bir zamanlar üç kızı olan bir kral vardı.

Eu gosto de trazer as minhas filhas para o parque.

- Kızlarımı parka getirmeyi severim.
- Kızlarımı parka getirmeyi seviyorum

Uma das filhas de Tom mora em Boston e a outra mora em Chicago.

Tom'un kızlarından biri Boston'da yaşıyor, diğeri ise Chicago'da yaşıyor.

Em 15 de dezembro de 1859 nasceu Luís Lázaro, o primeiro filho. Outros quatro e três filhas vieram depois.

İlk oğul Ludoviko Lazaro 15 Aralık 1859'da doğdu. Daha sonra bunu diğer dört oğul ve üç kız takip etti.

- Eu só quero ir para casa e ver minha mulher e meus filhos.
- Eu só quero ir para casa e ver minha mulher e minhas filhas.
- Só quero ir para casa e ver minha mulher e minhas filhas.
- Só quero ir para casa e ver minha mulher e meus filhos.

Sadece eve gitmek ve karımı ve çocuklarımı görmek istiyorum.

Abraão disse ao mais antigo dos criados da casa, administrador de todos os seus bens: Põe tua mão debaixo de minha coxa e jura-me pelo Senhor, Deus dos céus e da terra, que não escolherás para meu filho uma mulher entre as filhas dos cananeus, no meio dos quais estou vivendo. Em vez disso, irás à minha terra, à minha parentela, e escolherás uma mulher para meu filho Isaac.

İbrahim, evindeki en yaşlı ve her şeyden sorumlu uşağına, "Elini uyluğumun altına koy" dedi, "Yerin göğün Tanrısı Rabbin adıyla ant içmeni istiyorum. Aralarında yaşadığım Kenanlılardan oğluma kız almayacaksın. Oğlum İshaka kız almak için benim ülkeme, akrabalarımın yanına gideceksin."