Translation of "Esperou" in Turkish

Tom esperou.

Tom bekledi.

- Ele esperou dez minutos.
- Esperou dez minutos.

O on dakika bekledi.

Todo mundo esperou.

Herkes bekledi.

Você esperou Tom?

Tom'u bekledin mi?

Tom não esperou.

Tom beklemedi.

Tom esperou pacientemente.

Tom sabırla bekledi.

Tom me esperou.

Tom beni bekledi.

Quanto tempo você esperou?

Ne kadar bekledin?

Você esperou muito tempo?

Çok mu beklediniz?

Tom esperou três horas.

Tom üç saat bekledi.

Tom esperou um pouco.

Tom bir süre bekledi.

Tom não esperou Maria.

- Tom, Mary'yi beklemedi.
- Tom, Mary için beklemedi.

Tom esperou Maria sair.

Tom Mary'nın gitmesini bekledi.

Tom esperou o elevador.

Tom asansörü bekledi.

Tom esperou por Mary.

Tom, Mary'yi bekledi.

Tom esperou um momento.

Tom bir an bekledi.

Ela esperou o ônibus.

O, otobüs bekledi.

Tom esperou lá fora.

Tom dışarıda bekledi.

Tom esperou Mary voltar.

Tom, Mary'nin geri gelmesi için bekledi.

Tom esperou Maria ligar.

Tom Mary'nin aramasını bekledi.

Ela o esperou ligar.

O, onun aramasını bekledi.

Tom esperou Mary pacientemente.

Tom sabırla Mary'yi bekledi.

Tom esperou no estacionamento.

Tom otoparkta bekledi.

Tom esperou à toa.

- Tom boşuna bekledi.
- Tom boş yere bekledi.
- Tom boşu boşuna bekledi.
- Tom haybeye bekledi.

- Tom esperou até que eu chegasse.
- Tom esperou até eu chegar.

Ben gelene kadar Tom bekledi.

- Olga esperou Vera em vão.
- Olga esperou por Vera em vão.

Olga, Vera'yı boşuna bekledi.

- Tom conteve a respiração e esperou.
- Tom segurou a respiração e esperou.

Tom nefesini tuttu ve bekledi.

Tom esperou Maria na estação.

Tom istasyonda Mary'yi bekledi.

Ela esperou horas e horas.

O saatlerce bekledi.

Ele esperou pela sua vez.

O sırasını bekledi.

Tom esperou que Mary continuasse.

Tom Mary'nin devam etmesini bekledi.

Tom esperou Mary para começar.

Tom Mary'nın başlamasını bekledi.

Tom esperou por três horas.

Tom üç saat bekledi.

Ele a esperou no aeroporto.

O, havaalanında onu bekledi.

Tom esperou, mas ninguém veio.

Tom bekledi ama kimse gelmedi.

- Todo mundo esperou.
- Todos esperaram.

Herkes bekledi.

Tom não esperou muito tempo.

Tom çok fazla beklemedi.

Desculpe, você esperou na sua cara,

Maalesef sizler yüzünüzden bekledi,

Ele apertou o botão e esperou.

Butona bastı ve bekledi.

Tom nem sequer esperou por Mary.

Tom, Mary'yi beklemedi bile.

Tom pressionou o botão e esperou.

Tom butona bastı ve bekledi.

Ela te esperou por duas horas.

İki saat boyunca seni bekledi.

Ela o esperou chegar em casa.

O, onun eve gelmesini bekledi.

Tom esperou para ouvir de Mary.

Tom Mary'den haber almayı bekledi.

Tom esperou pacientemente por três horas.

Tom üç saat sabırla bekledi.

Fadil esperou por Layla em casa.

Fadıl evde Leyla'yı bekledi.

- Tom esperou pelo menos uma hora por Mary.
- Tom esperou uma boa hora por Mary.

Tom bir saat Mary'yi bekledi.

- Tom esperou a Mary por um longo tempo.
- Tom esperou a Mary por um bom tempo.

Tom uzun süre Mary'yi bekledi.

Tom esperou que Maria destrancasse a porta.

Tom Mary'nin kapıyı açmasını bekledi.

Tom esperou um pouco antes de começar.

Tom başlamadan önce bir süre bekledi.

Tom esperou, porém Mary nunca mais voltou.

Tom bekledi ama Mary asla geri dönmedi.

- O que você esperava?
- O que você esperou?

Ne bekliyordun?

Tom não esperou nem mais um segundo segundo.

Tom bir saniye daha beklemedi.

A Maria o esperou, mas ele não veio.

Maria onu bekledi ama o gelmedi.

- Você esperou por nós?
- Vocês esperaram por nós?

- Bizi beklediniz mi?
- Bizi mi beklediniz?

- Quem mais esperou por Tom?
- Quem mais aguardou o Tom?
- Quem mais esperou o Tom?
- Quem mais aguardava o Tom?

Tom'u başka kim bekledi?

- Tom esperou a sua vez.
- Tom aguardou sua vez.

Tom sırasını bekledi.

Tom esperou Mary terminar antes de começar a falar.

Tom konuşmaya başlamadan önce Mary bitirinceye kadar bekledi.

O Tom esperou na varanda da frente por Mary.

Tom ön sundurmada Mary'yi bekledi.

Com paciência, o Tom esperou pela vinda da Mary.

Tom sabırla Mary'nin gelmesini bekledi.

O menino perdido esperou até que a equipe de resgate chegasse.

Kaybolan çocuk, kurtarma ekibi gelene kadar dayandı.

O Tom esperou pacientemente que a Mary terminasse a sua história.

Tom sabırla Mary'nin hikayesini bitirmesini bekledi.

Eu gostaria de saber por que você não esperou por Tom.

Neden Tom'u beklemediğini bilmek istiyorum.

- Por que você não me esperou?
- Por que vocês não me esperaram?

Neden beni beklemedin?

- O Tom esperou mais do que uma hora.
- O Tom aguardou mais que uma hora.

Tom bir saatten daha fazla bekledi.