Translation of "Escuros" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Escuros" in a sentence and their turkish translations:

Quero comprar óculos escuros.

Birkaç koyu gözlük almak istiyorum.

Estou usando óculos escuros.

Güneş gözlüğü takıyorum.

Eu usarei óculos escuros.

Ben güneş gözlüğü takacağım.

Leila tinha cabelos escuros.

Leyla'nın koyu renk saçları vardı.

- O Tom sempre usa óculus escuros.
- Tom sempre usa óculus escuros.

Tom her zaman koyu renkli gözlük takar.

Ele sempre usa óculos escuros.

O her zaman siyah gözlük takar.

Ele está usando óculos escuros.

O, güneş gözlüğü takıyor.

Tom está usando óculos escuros.

Tom güneş gözlüğü takıyor.

Você precisa usar óculos escuros?

Güneş gözlüğüne ihtiyacınız var mı?

Eu gosto dos olhos escuros dela.

- Koyu gözleri severim.
- Koyu gözlerini seviyorum.

Eu quero comprar alguns óculos escuros.

Bir güneş gözlüğü almak istiyorum.

Onde estão os meus óculos escuros?

Güneş gözlüğüm nerede?

Ela estava usando sapatos marrons escuros.

O koyu kahverengi ayakkabılar giyiyordu.

Os nossos mares escuros são o palco...

Karanlık denizlerimiz...

Geralmente, uso óculos escuros quando estou dirigindo.

Ben araba kullanırken genellikle güneş gözlüğü takarım.

Os gatos conseguem ver mesmo em lugares escuros.

Kediler, karanlık yerlerde bile görebilirler.

E o musgo cresce em ambientes escuros e húmidos.

Yosun karanlık, nemli ortamlarda büyür.

Os policiais de Nova York usam uniformes azul-escuros.

New York City polisleri koyu mavi üniforma giyer.

- Tinha cabelo castanho escuro.
- Ele tinha cabelos castanho-escuros.

Koyu kahverengi saçları vardı.

é mais difícil encontrar locais escuros e tranquilos à noite.

...gecenin karanlığıyla sessizliğine erişmek daha da zorlaşıyor.

Minha camisa é vermelha e meus sapatos são azul-escuros.

Gömleğim kırmızı ve ayakkabım koyu mavidir.

- Os japoneses têm olhos negros.
- Os japoneses têm olhos escuros.

Japonların koyu gözleri vardır.

O Tom sempre usa óculos escuros e uma capa de chuva.

Tom her zaman güneş gözlüğü ve bir trençkot giyer.

Toda vez que eu vejo Tom, ele está de óculos escuros.

Tom'u her gördüğümde güneş gözlüğü takıyor.

Tom geralmente usa óculos escuros, mesmo quando não está tão claro.

Tom genellikle çok parlak olmasa bile güneş gözlüğü takıyor.

- Eu costumo usar óculos de sol.
- Eu costumo usar óculos escuros.

Sık sık güneş gözlüğü takarım.

Sítios escuros e húmidos são ótimos para encontrar bicharocos. É para lá que vamos.

Karanlık ve rutubetli yerler börtü böcek bulmak için her zaman iyidir. Biz de oraya gidiyoruz.