Examples of using "Doença" in a sentence and their turkish translations:
Bu bir hastalık değil.
Bu hastalık tedavi edilemez.
O benim hastalğımı tedavi etti.
Hangi hastalığım var?
Bu hastalık körlüğe neden olur.
Bu hastalık kontrolsüz yangın gibi yayılıyor.
Tom'un hastalığı ciddi mi?
Onda Parkinson hastalığı mı vardı?
Onun kalp hastalığı var.
Tom'un tedavi edilemez bir hastalığı var.
Bu hastalık nasıl yayılır?
Para hastalıktan muafiyet satın almaz.
Hiç ciddi bir hastalığa yakalandın mı?
bir hastalık gibi ele almalıyız.
kalp hastalığı onu uçakta yakaladı
bu hastalıkta ise şöyle birşey karşımıza çıkıyor
bu hastalığın adı ise mitomani
Hiç ciddi bir hastalık geçirdiniz mi?
Ateş hastalık gösterir.
Tom hastalığını bir sır olarak tutuyor.
Bu teşis etmesi güç bir hastalık.
Potansiyel olarak, bu hastalık binlerce kişiyi öldürebilir.
Henüz bu hastalığı atlatmadım.
Kabakulak bulaşıcı bir hastalıktır.
O kronik bir hastalıktan muzdarip.
hiç kimseye söylemiyordu bu hastalığı
Meme kanseri bir hastalıktır.
Tom ciddi bir hastalıkla mücadele ediyor.
Bu hastalığın görüldüğü kişiler genelde paranoyaktır.
- Hasta yakında sağlığına kavuşacak.
- Hasta yakında hastalığını atlatacak.
bu hastalık asla dünyaya yayılamayacaktı
Eğer bu süreç içerisinde hastalık belirtisi olursa
Hastalık bitsin sizi biz gene döveriz
Birkaç bin kişi bu hastalığın kurbanı oldu.
Doktor oğlunun hastalığını tedavi edebilir.
Hastalık yüzünden partiye katılamadım.
Solcu komünizm, infantil bir bozukluktur.
Hayat ölümcül,cinsel,taşınan bir hastalıktır.
Hastalığı önleyebilir miyiz?
Kral John gizemli bir hastalıktan öldü.
Difteri o zaman yaygın bir hastalıktı.
bu bir hakaret değil hastalığın ta kendisi
ve çok önemli bir hastalıktır. Tedavi edilmesi gerekir
kendi başına aşılamayacak bir hastalıktır
Hastalığımız varsa tabii ki de tedavi olalım
Hastalığı sırasında büyük cesaret gösterdi.
Onun hastalığı çok içmekten kaynaklanmaktadır.
Peki, Covid-19, koronavirüsün neden olduğu hastalık?
COVID-19 ya da "2019 koronavirüs hastalığı" adını verdiler.
İnsanlar bir hastalığa yakalanmayı önlemek için maske takar.
Doktor onun hastalığının tedavi edilemez olduğunu söyledi.
Bu önlenemez bir hastalıktır.
Sağlık, hastalık gelene kadar kıymetli değildir.
O, kızın hastalığından bahsetti.
Artrit, eklemleri etkileyen ağrılı bir durumdur.
Dün gece hastalığından dolayı babası öldü.
bu aslında çok önemli bir hastalığın sadece başlangıcı
Bilim adamları bunu, bir hastalığın ne kadar bulaşıcı olduğunu tanımlamak için kullanıyor.
"Hastalık Güney Çin'de aylardır ilerlemekteydi"
Ne kadar kötü olursa olsun, o bu hastalıktan ölmeyecek.
Doktorum bana cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyona yakalandığımı söyledi.
Paranoya ciddi bir hastalıktır Tom. Bir doktora görünmelisin.
Köpek hasta görünüyor.
İçtenlikle umuyorum ki yakında hastalığından iyileşeceksin.
Hastalık onun dışarı çıkmasını engelledi.
Hastalığından haberim olsaydı, onu hastanede ziyaret ederdim.
uçabildiği için kilometrelerce ilerideki bir yere kolayca hastalığı taşıyabiliyor
Bir mucize oldu! Tom tamamen sağlıklı ve hastalıktan artık hiçbir iz yok!
Bu sayıya bir hastalığın 'temel üreme sayısı' veya "R-sıfır" denir.
Siz cidden hastasınız.
Ve bu oran ABD'de bir yılda 60 bin kişiyi öldürebilir.
Şistozomiazis milyonlarca insanı etkileyen ve ağır sakatlıklara ve hatta ölüme yol açabilen tropikal bir hastalıktır.