Examples of using "Rapidamente" in a sentence and their turkish translations:
Hızla tepki göstermek zorundaydık.
O, çabucak giyindi.
çabuk tepki gösterirler
O, hızlı hareket eder.
Çabuk kalktım.
Çabuk bir biçimde öğrendi.
O hızlı bir şekilde öğrendi.
Yüzeye olabildiğince hızlı çıkıp...
- İlaç hızlı bir şekilde çalıştı.
- İlaç hızlı bir şekilde etki etti.
O, çabuk karar verdi.
Daha hızlı çalışmalıyız.
Çabuk hareket etmeliyiz.
- Çabuk toparlandı.
- Hızla iyileşti.
Kağıt hızlı yanar.
O, çabucak her şeyi itiraf etti.
O, hızla her şeyi itiraf etti.
Nehir hızla akar.
Öğle yemeğimi çabucak bitirdim.
- Tom çabucak yedi.
- Tom çarçabuk yedi.
Çok hızlı bir şekilde Fransızca öğrendim.
Çabucak giyinmiştim.
- Çabucak alışırım.
- Hızla uyum sağlayacağım.
İnşallah çabuk iyileşirsin.
Tom odaya daldı.
Hemen bir karar verseniz iyi edersiniz.
- Lütfen onu hızlı bir şekilde yap.
- Lütfen onu çabuk yap.
Spiker hızla konuşabilir.
O, çabucak odadan çıktı.
O, çabucak mektubu açtı.
İşler çok çabuk oldu.
Tom çabucak arabadan indi.
Tom çabucak Mary'ye baktı.
Söylentiler hızla yayıldı.
Tom pencereden dışarıya hızlı bir şekilde baktı.
Tom kısaca Mary ile konuştu.
Tom çabucak adapte olacak.
Tom kısa süre gözlerini kapattı.
Tom hızlı kırlaşıyor.
Tom çabuk sıkıldı.
Çabuk yemene gerek yoktu.
- Haydi bu resmi çabucak tamamlayalım.
- Çabucak bu resmi tamamlayalım.
Onlar hızlı hareket etmek zorunda kalacaktı.
Sanayi hızla büyüyordu.
Başarılı olmayan devrimler kısa sürede unutulur.
Enfeksiyon hızla yayıldı.
Tom çok hızlı bir şekilde arkadaşlar edindi.
Oyun kumandanızı alın ve hemen bir karar verin.
virüs hızla yayılırken
İtfaiyeciler yangını hemen söndürdüler.
Oleg sorulara her zaman çabuk cevap verdi.
Ona mümkün olduğunca çabuk ihtiyacım var.
Japon ekonomisi hızla gelişti.
Tom hızlı yemeyi seviyor.
Noel hızla yaklaşıyor.
Çiftçiler tarlaları çabucak sürdü.
Tom çabucak uykuya daldı.
Çin çok hızlı gelişti.
Başkente doğru çabucak ilerlediler.
İtfaiyeciler sonunda ateşi söndürdü.
Çin ekonomisi hızla büyüyor.
Onların arkadaşlığı çabucak aşka dönüştü.
çünkü çabuk unutan bir milletiz biz
Boston son on yılda hızlı büyüdü.
Hızlı koşarak kaybolan zamanı telafi etti.
Bedenler yavaş yavaş büyür, çabucak ölür.
Tom mektubuma çok hızlı bir şekilde yanıt verdi.
- Et sıcak havalarda çabuk bozulur.
- Et sıcak havalarda hızla çürür.
Hava sıcak olduğunda süt çabucak kesilir.
Amerikan Senatosu hızla antlaşmayı onayladı.
Tom'la çabucak dost olmuştuk.
Uzaktan kumandanızı alın ve hemen bir karar verin.
Bu durumda burayı vücut ısımla çabucak ısıtabilirim.
yine eleştiriler bu filmde oldukça hızıyla devam ediyor
Her zamankinden daha hızlı yürüdük.
Sıcak havada, su hızla buharlaşır.
Diğer bir öğrenciden daha hızlı hesaplar.
Oğlan yeni sınıfa çabuk uyum sağladı.
Tom çok hızlı yer.
Bu belgeleri hızla gözden geçirmeni istiyorum.
Bu araştırma hızlı bir şekilde bitiremeyecek kadar çok uzun.
Şu halatı hızlıca geri alıp buradan gidelim.
Göçmen sayısı 19.yy'da hızla arttı.
Yolu bilmediklerinden, çok geçmeden kayboldular.
Tom kaçmaya çalıştı ama onu kaçıranlar tarafından hızla tekrar yakalandı.
19. yüzyılda göçmenlerin sayısı hızla yükseldi.
Fakat dolunay varken bile... ...talih birden dönebilir.
Bazıları oldukça büyük ve ağır olur ve hızlıca yere düşerler;
Tom hızla çekmeceyi açtı ve bir silah çıkardı.
Endişeli ev hanımı telefonun zilini duydu ve hemen ahizeyi kaldırdı.
- Kalan işi çabucak bitirelim ve birkaç içki için dışarı gidelim.
- Kalan işi çabucak bitirelim ve dışarı biraz içmeye gidelim.
Neden bazı insanlar dilleri diğerlerinden daha hızlı biçimde öğrenirler?
Şöyle ki bu ufaklıklar istediklerinde çok hızlı olabiliyorlar.
O heyecanlandığında, gittikçe daha hızlı konuştu.
Acil bir durumda, hızlı davranır mısınız?
Bu hastalık kontrolsüz yangın gibi yayılıyor.
Erkek çocukları bir paket sincaptan daha hızlı ağaca tırmandı.