Examples of using "Deem" in a sentence and their turkish translations:
İnşallah çabalarınız meyvesini verecektir.
Lütfen beni besle.
Bir çember oluşturun ve el ele tutuşun.
Lütfen maymunu besleme.
Bir adım geri atın.
Öğretmenler bir sürü tavsiye vermelerine rağmen, öğrenciler her zaman onu almazlar.
Siz ikinizin birbirinizle geçinmeye çalışmanızı istiyorum.
- Bana kitabı ver.
- Bana kitabı verin.
Onu köpekbalıklarına at.
Bana onunla bir dakika ver.
Tom'a ihtiyacı olanı verin.
Lütfen bu resme bir göz at.
Bana onu vermeyin.
Lütfen bana bir fincan kahve ver.
Lütfen bana araba anahtarını ver.
- Çık hayatımdan!
- Hayatımdan defol!
- Lütfen bana bir fincan kahve ver.
- Bir fincan kahve, lütfen.