Translation of "Macaco" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Macaco" in a sentence and their turkish translations:

O macaco escapou.

Maymun uzaklaştı.

É carne de macaco.

O maymun eti.

Ele parece um macaco.

O bir maymuna benziyor.

Você parece um macaco.

- Bir maymun gibi görünüyorsun.
- Bir maymuna benziyorsun.

O macaco quer banana.

Maymun bir muz istiyor.

Ao contrário deste macaco-uivador...

Bu uluyan maymun ise...

Macaco verde africano na célula

Afrika yeşil maymun hücresinde

Cuidado! Esse macaco é violento.

Dikkat et! Bu maymun saldırgan.

O macaco caiu da árvore.

Maymun ağaçtan düştü.

O Tom parece um macaco.

Tom bir maymuna benziyor.

Vimos o macaco no zoológico.

Hayvanat bahçesindeki maymunu gördüm.

O macaco está na jaula.

Maymun kafeste.

O macaco dança por dinheiro.

Maymun para için dans ediyor.

Você já viu um macaco?

Hiç maymun gördün mü?

O macaco subiu na árvore.

Maymun, ağaca tırmandı.

Macaco gosta muito de banana.

Maymunlar muza bayılır.

O macaco é inteligente por natureza.

Erkek maymun, doğası gereği zekidir.

O macaco escapou da sua gaiola.

Maymun kafesinden kaçtı.

O namorado dela parece um macaco.

Onun erkek arkadaşı bir maymuna benziyor.

- Você acabou de me chamar de macaco?
- Disseste há pouco que eu sou um macaco?

Bana maymun mu dediniz?

Ele subiu na árvore qual um macaco.

- Bir maymun gibi ağaca tırmandı.
- Ağaca bir maymun gibi tırmandı.

Tom levantou o carro com um macaco.

Tom krikoyla arabayı kaldırdı.

Bom, serei o tio de um macaco!

Yani, bir maymunun amcası olacağım!

Ei, olhe, um macaco de três cabeças!

Hey, bak, üç başlı maymun!

A mulher gorda estava segurando um macaco.

Şişman kadın bir maymun tutuyordu.

Por favor não deem comida ao macaco.

Lütfen maymunu besleme.

Não é um porco, é um macaco.

- Bu bir domuz değil; o bir maymun.
- O bir domuz değil, maymun.

- Eu convenci o policial a não atirar no macaco.
- Persuadi o policial a não atirar no macaco.

Ben maymuna ateş etmemesi için polisi ikna ettim.

É fácil para um macaco subir numa árvore.

Bir maymun için ağaca tırmanmak kolay bir şeydir.

Tom tem um macaco de estimação chamado Cookie.

Tom'un Cookie adında evcil bir maymunu vardı.

Tom abriu a jaula e deixou o macaco escapar.

Tom kafesi açtı ve maymunun çıkmasına izin verdi.

- Os macacos gostam de banana.
- Macaco gosta muito de banana.

Maymunlar muz düşkünüdür.

Não estou falando com você, estou falando com o macaco.

Seninle konuşmuyorum. Maymunla konuşuyorum.

Mas não foi a cobra que escavou os medicamentos, deve ter sido um macaco.

Ama ilaçlara zarar veren o değil. Bu muhtemelen bir maymunun işi.

Há muito, muito tempo, na Índia, um macaco, uma raposa e um coelho conviveram felizes.

Uzun uzun zaman önce, bir maymun, bir tilki ve bir tavşan birlikte mutlu şekilde yaşadılar.