Examples of using "Conseguia" in a sentence and their turkish translations:
Nefes alamıyordum.
Tom nefes alamıyordu.
Zar zor bekleyebilirim.
Tom zor nefes alıyordu.
Tom yürüyemedi.
Ben zar zor nefes alabiliyordum.
Zar zor uyuyabildim.
Tom zorlukla konuşabilir.
Zar zor konuşabildim.
Göremedim.
Bunu anlayamadım.
Başka bir şey yiyemedim.
- Neredeyse onu duyamıyordum.
- Onu güçlükle duyabiliyordum.
Tom, Mary'yi bulamadı.
- Derin nefes alamadı.
- Derin nefes alamıyordu.
Daha fazla yürüyemedim.
Tom konsantre olamadı.
Ben onu hemen hemen hiç anlayamadım.
Tom'u duyamadım.
Tom çok az Fransızca konuşabiliyordu.
Ben o şarkıyı söyleyebilirdim.
O zamanlar tek yaptığım şey onu düşünmekti.
Piyanoyu çok iyi çalabilirim.
Tom nefes alamadığını söyledi.
Ben dinlenemedim.
O gülmeyi durduramadı.
Kiliseyi buradan görebilirdiniz.
Hiç kimse prensesi güldüremedi.
Tom öksürüğünü tutamadı.
Tom acıya katlanamadı.
Tom esnemesini durduramadı.
Tom hıçkırmayı durduramadı.
Tom gülmekten kendini alamadı.
- Tom gülmeden edemedi.
- Tom gülümsemeden edemedi.
Tom acıya güçlükle katlanabiliyordu.
Tom hala buna inanamadı.
Tom onu anlayamadı.
Onun adını hatırlayamadım.
Nancy masayı kendisi hareket ettiremedi.
Hangi kursu izleyeceğine bir türlü karar veremedi.
Ayaklarımın üzerinde güçlükle durabiliyordum.
Tom yarıştan sonra zor nefes alabiliyordu.
Tom öfkesini güçlükle kontrol altına alabildi.
Tom Mary'nin ağladığını söyleyebilir.
O, gözlerini ondan alamadı.
Dumandan nefes alamadım.
O, gözlerini ondan alamadı.
Tom hangi kamerayı alacağına karar veremedi.
Tom kulaklarına inanamadı.
Tom hangi kitabı okuyacağına karar veremedi.
Onun kendi yatak odasında hıçkırarak ağladığını duyabiliyordum.
Tom şifresini hatırlayamadı.
- Sıcaktan uyuyamıyordu.
- Sıcaktan dolayı uyuyamadı.
Tom ağrıya daha fazla dayanamadı.
Tom bir iş bulamadığından şikayetçi oldu.
Tom gözlerini Mary'den uzak tutamadı.
Olivia hikayeye son vermeyi başaramadı.
Tom gözlerine inanamadı.
Tom Mary'nin söylediklerini güçlükle anlayabiliyordu.
Tom hiçbir şey hatırlayamadığını söyledi.
Tom onu saklayacak iyi bir yer düşünemedi.
Zihnim tüm bunlarla başa çıkamıyordu.
Gençken daha hızlı koşabilirdim.
Sen iki yaşındayken ona kadar sayabiliyordun.
İkizler arasında hiçbir fark göremedi.
Tom onun hakkında konuşmayı durduramadı.
- Tom Mary'yi aklından çıkaramadı.
- Tom Mary'yi aklından çıkaramıyordu.
ve sürekli hırlamasını ve ısırışını duyuyordum.
Sen iki yaşındayken ona kadar sayamazdın.
Babam gençken bir araba alamadı.
O konuşamayacak kadar öfkeliydi.
Tom Mary'nin ne demek istediğini anlayamadı.
Gençken birçok şeyi ücretsiz aldım.
Süvari bir süratliden daha hızlı ilerleyemezdi.
Tom hiç kimsenin onun fıkralarına gülmediğine inanamadı.
Tom Mary'nin onu ziyaret etmek için niçin asla gelmediğini anlayamadı.
İlk başta onun ne söylediğini anlayamadım.
Ağlamamı durduramadım.
Tom kendi telefon numarasını hatırlayamadığını söyledi.
Tom Mary hakkında endişelenmekten kendini alamadı.
Tom, Mary'nin söylediklerini duyamıyordu.
Tom ayakkabısını bulamadı.
çocuklar için bir teleskop istediğinde göz yaşlarını tutamamıştı
O bir kelime söyleyemedi.
Onun hikayesi o kadar komikti ki gülmemek elimde değildi.
O, gözyaşlarını durduramadı.
Tom gazı kapatıp kapatmadığını hatırlayamadı.
Tom Mary'ye o kadar kızgındı ki o ona bakamadı bile.
- Tom başka bir şey söyleyemedi.
- Tom, söyleyecek başka söz bulamadı.
Tom bir şey göremedi.
Tom bana Microsoft'a gerçekten güvenemediğini söyledi.
Tom başka hiç kimsenin neden hayvanat bahçesine gitmek istemediğini anlayamadı.
Tom kapıyı açamadı.
Gürültüye daha fazla dayanamadım.
Tom Mary'nin gerçekten ne istediğini anlayamadı.
Tom Mary'nin aşçılıkta niçin iyi olmadığını anlayamadı.