Examples of using "Bastante" in a sentence and their turkish translations:
- Çok miktarda sahibiz.
- Bizde çok var.
Yeterince mutluyum.
Ben oldukça iyimserim.
Ben oldukça eminim.
Onların çok zamanı vardı.
Yeterli değildi.
O yeterli değildi.
Pekâlâ. Bu gayet iyi oldu.
Bu oldukça sığ.
Su oldukça sığdı.
Oldukça iyi.
Yarın çok çalışacağım.
Yeterince söyledim.
Oldukça şaşırdım.
Tom çok bağırır.
Tom çok değişti.
Tom çok içerdi.
Bol miktarda su var.
Çok ağladım.
Yeterince biliyorduk.
- Yeterince sahiptik.
- Bıktık artık.
Çok trafik vardı.
Ben oldukça memnunum.
Onlar oldukça sık tartışır.
O yeterli değil.
O yeterli değil mi?
Ben oldukça rahat hissediyorum.
Eğer başarılı olacaksan daha çok çalışmalısın.
Bu örümcek oldukça saldırgan.
yani kısacası oldukça fazla
Biz o işte çok kaybettik.
Haziranda çok yağmur yağar.
- Çok eğlendik.
- Çok keyif aldık.
O, yeterince uzun sürdü.
Tom oldukça maceraperest.
Tom oldukça konuşkan.
Tom oldukça cömert.
Tom oldukça sevecen.
Tom oldukça karizmatik.
Tom oldukça rekabetçi.
Tom oldukça muhafazakar.
Tom oldukça işbirlikçi.
Tom oldukça yardımseverdi.
Tom oldukça egoist.
Tom çok okurdu.
Yeterince acı çektim.
oldukça paranoyak bir haldeydim.
Çok para borçluyum.
Tom oldukça üzgündü.
Ben oldukça eminim.
Yeterli para var mıydı?
Tom oldukça açık sözlü.
Onların bol zamanı var.
Tom çokça bira içer.
Büyük miktarda para bağışladı.
O gerçekten oldukça hızlıydı.
Tom yeterince riske etti.
Tom oldukça endişeli görünüyor.
Yeterince sahip misin?
Oldukça meşgulüm.
O yeterliydi.
Oldukça ikna oldum.
Çok kan kaybettim.
Belki bu yeterli olacak.
O uzun zaman alacak.
Çok kar yağdı.
Ben çok İngilizce konuşurum.
O, çok makyaj yapar.
O zamanlar çok zengindik.
Tom bol yiyecek getirdi.
Yeterli zamanın var mı?
Bu, bayağı korkutucu bir şey.
O yeterince iyi değildi.
Tom yeterince hızlı değildi.
Umarım yeterli zamanımız vardır.
Hâlâ bayağı ayakta olan bir dünya. Zimbabve.
Ve bu gerçekten oldukça farklı.
Bol bol dinlenmeyi unutma.
Yeterince su yok.
Sumo hakkında bayağı çok şey biliyorsun.
Yatağı oldukça rahat buldum.
Bin yen yeterli midir?
Bu yıl bol karımız vardı.
Şişman insanlar genellikle çok terler.
Tom bana yeterince yardım etti.
Yeterince mango yok.
Yeterince çok denemedin.
- Tom'un köpekler hakkında çok bilgisi var.
- Tom köpekler hakkında çok şey biliyor.
Mary çok makyaj yapıyor.
Bu gece çok zamanımız var.
Gemiler hakkında çok şey biliyorum.
Dün çok eğlendim.
Yeterince hızlı değildim.
Dün çok meşguldüm.
Bu oldukça basit bir kavram.