Translation of "Certamente" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Certamente" in a sentence and their turkish translations:

Certamente.

- Evet, elbette.
- Evet, tabii ki de.

- Certamente.
- É claro.

Tabii ki.

Nós, certamente, tentaremos.

Kesinlikle deneyeceğiz.

Tom certamente parecia feliz.

Tom kesinlikle mutlu görünüyordu.

Fá-lo-ei certamente.

Şüphesiz onu ben yapacağım.

Tom certamente é eloquente.

Tom kesinlikle güzel konuşur.

Eu certamente não quero isso.

Kesinlikle onu bilmiyorum.

- Certamente.
- É claro.
- Pois sim.

- Elbette.
- Tabii ki.
- Besbelli ki!

O Tom, certamente, parece inteligente.

Tom kesinlikle akıllı görünüyor.

Tom certamente sabia do problema.

Tom kesinlikle sorundan haberdardı.

Tom certamente não votou nela.

Tom kesinlikle ona oy vermedi.

Eu certamente me sinto mal.

Kesinlikle kötü hissediyorum.

Certamente ficarei triste quando ele morrer.

O ölürse ben kesinlikle üzüleceğim.

Você, certamente, toca piano muito bem.

Kesinlikle iyi piyano çalıyorsun.

Uma bebida seria certamente bem-vinda.

İçecek bir şey alsam hiç fena olmaz.

Minha mãe certamente dirá que não.

Annem kesinlikle hayır diyecek.

Tom certamente tem uma boa aparência.

Tom kesinlikle iyi görünümlü.

Tom certamente é bom em baseball.

Tom kesinlikle beyzbolda iyi.

Dormir um pouco certamente me faria bem.

Biraz kestirsem iyi olacak.

Se ele descobrir, certamente ficará muito irritado.

Öğrenirse kesin çok kızacak.

Certamente Tom não vai ganhar meu voto.

Tom kesinlikle benim oyumu almayacak.

O Tom, certamente, é um homem velho.

Tom kesinlikle yaşlı bir adam.

Tom pode certamente fazer as coisas acontecerem.

Tom kesinlikle şeyler yaptırabilir.

O Tom certamente é um garoto talentoso.

Tom kesinlikle yetenekli bir çocuktur.

- Ela certamente está zangada.
- Ela deve estar zangada.

O kızgın olmalı.

Uma garota linda como você certamente será notada.

Senin gibi güzel bir kız kesinlikle fark edilir.

Querendo ou não, você um dia certamente morrerá.

İster istemez, bir gün kesinlikle öleceksiniz.

E, certamente, não iria ser morta por uma coisa

Benim hiç hayalim olmayan ve babamın seçimi olan

- "Posso entrar?" "Sim, certamente."
- "Posso entrar?" "Sim, com certeza."

" İçeri girebilir miyim?" "Evet, kesinlikle. "

- Isso com certeza é possível.
- Isso é certamente possível.

Kesinlikle mümkündür.

O Tom, certamente, não estava tão feliz noite passada.

Tom dün gece kesinlikle çok mutlu değildi.

O Tom certamente passa muito tempo dentro de casa.

Tom kesinlikle kapalı yerlerde çok zaman harcıyor.

Tom, certamente, está sabendo que Maria está no hospital.

Tom kesinlikle Mary'nin hastanede olduğunun farkında.

Tom certamente não parece se importar em ajudar Mary.

Tom kesinlikle Mary'ye yardım etmeyi umursuyor gibi görünmüyor.

Mas, se forem perturbados ou provocados, vão certamente defender-se.

ama rahatsız edilir veya kışkırtılırlarsa kendilerini savunurlar.

Tom certamente sabe o que Maria quer que ele faça.

Tom kesinlikle Mary'nin onun ne yapmasını istediğini bilir.

O Tom certamente parece ser mais velho que doze anos.

Tom kesinlikle on ikiden daha büyük gösteriyor.

A morte de Ragnar em um snakepit quase certamente foi inventada.

Ragnar'ın yılan çukurundaki ölümü neredeyse kesinlikle icat edilmiştir.

Ela é rica, certamente, mas não acho que ela seja inteligente.

O kesinlikle zengin ama onun çok zeki olduğunu sanmıyorum.

- Vou certamente sentir falta dela.
- Vou ter saudade dela, com certeza.

Kesinlikle onu özleyeceğim.

Tom certamente aparenta ser uma pessoa que tem senso de humor.

Tom kesinlikle mizah duygusuna sahip gibi görünüyor.

O Tom, certamente, não se dá muito bem com a Mary.

Tom kesinlikle Mary ile iyi geçinmez.

Tom certamente não pode se tornar um membro de nosso clube.

Tom kesinlikle bizim kulübün bir üyesi olamaz.

Em qualquer língua, uma das mais belas palavras será, certamente – amigo.

Herhangi bir dilde en güzel kelimelerden biri "arkadaş" olurdu.

O primeiro ministro Koizumi não é certamente um homem de sangue frio.

Başbakan Koizumi kesinlikle soğukkanlı bir adam değildir.

Esta frase é tão bela quanto verdadeira. Eu certamente nunca a esquecerei.

Bu ifade hem gerçek hem de güzel. Onu kesinlikle unutmayacağım.

Certamente ela sabe muito de culinária, mas ela não é uma boa cozinheira.

Doğru, yemek pişirme hakkında çok şey biliyor, ama iyi bir ahçı değil.

A essa altura Tom certamente descobriu que a Maria é namorada do João.

Tom muhtemelen Mary'nin John'un kız arkadaşı olduğunu şimdiye kadar anlamıştır.

Esses programas certamente ajudaram os pobres, mas também serviram a um propósito para Chávez.

Bu programlar açıkça fakirlere yardım etti, ama Chavez için de bir amaca hizmet ediyordu

Você não é a primeira pessoa a me dizer isso, e certamente não é a última.

Sen bunu bana anlatan ilk kişi değilsin, muhakkak son kişide değilsin.

- Deus não está morto, Ele certamente está vivo.
- Deus não está morto; com certeza, Ele vive.

Tanrı ölü değildir, o gerçekten hayatta.

Deus não está morto, Ele certamente está vivo. Ele está vivendo dentro, rugindo como um leão.

Tanrı ölmedi, o kesinlikle hayatta. Aslan gibi kükreyerek içeride yaşıyor.

- Eu com certeza gostaria de poder falar francês melhor.
- Eu certamente gostaria de poder falar francês melhor.

Keşke kesinlikle daha iyi Fransızca konuşabilsem.

- Tom certamente não mereceu a punição que recebeu.
- Tom com certeza não mereceu o castigo que recebeu.

Tom aldığı cezayı kesinlikle hak etmedi.

- Você deve saber que eu estou apaixonado por Maria.
- Você certamente sabe que eu estou apaixonado por Maria.

Mary'ye aşık olduğumu bilmelisin.

- Tenho certeza de que você ouviu falar sobre o incêndio.
- Estou certo de que tu ouviste falar sobre o incêndio.
- Com certeza já ouvistes falar sobre o incêndio.
- Vocês por certo já ouviram falar sobre o incêndio.
- Não tenho dúvida de que o senhor já ouviu falar do incêndio.
- Sem dúvida a senhora ouviu falar do incêndio.
- Certamente os senhores ouviram falar do incêndio.
- Estou seguro de que as senhoras já ouviram falar do incêndio.

Yangını duyduğundan eminim.