Examples of using "Acreditar" in a sentence and their turkish translations:
Kimse buna inanamadı.
- İnanamıyorum!
- Ben ona inanamıyorum!
Hiç kimse onlara inanmayacak.
Ona inanabiliyor musun?
Ona inanmak istiyorum.
Ona inanabilir miyiz?
Kime inanmamız lazım?
Hiç kimse sana inanmıyor.
Hiç kimse bizi inanmayacak.
Bana inandığın için teşekkürler.
Buna hemen hemen hiç inanamıyorum.
Sana inanmak zor.
- İnanması güç geldi.
- Ona inanmayı zor buluyorum.
Kimse ona inanmayacak.
İnanması zor.
Buna inanmayı zor buluyorum.
Keşke buna inanabilsem.
Kendine inanıncaya kadar Tanrıya inanamazsın.
Sana her zaman inanacağım.
Artık kimseye güvenemiyorum.
- Bana inanmalısın.
- Bana inanmak zorundasın.
- Bana inanman gerekiyor.
Her şeye inanmak zayıflıktır ve hiçbir şeye inanmamak aptallıktır.
Kazandığımıza inanamıyorum.
şimdi ise iddialara inanacak mıyız?
Buna inanmak zor.
Ben ona inanamıyorum!
Kimse inanmayacak bana.
- Bana güvenebilirsiniz.
- Bana güvenebilirsin.
Ona inanmak zorundasın.
Hiç kimse Tom'a inanmayacak.
- Buna asla inanmayacaksın.
- Buna hiç inanmayacaksın.
Buna inanmanın zor olduğunu farkındayım.
- Buna inanmazdın.
- Bu imkansız olarak düşünülmemeli.
Tom buna inanamadı.
Kime inanmalıyım?
Kim sana inanacak?
Tom ona pek inanamıyordu.
Tom'a inanabilirsin.
Burada olduğuma inanamıyorum.
Neye inanacağımdan emin değilim.
Bunun inanması zor olduğunu biliyorum.
Onun dediğine inanabiliyor musun?
Ben ona inanacak kadar aptaldım.
Gördüğüme inanamadım.
İyi de canım mitolojiye mi inanalım derken
O, gözlerine inanamadı.
Senin hikayene inanmak zor.
Kazandığıma inanamıyorum.
Onun doğru olduğuna inanamıyorum.
Tom bana inanmak istemedi.
İnanmak neredeyse imkansız.
Bana inanabilirsin.
Ona inanacak kadar akılsızdım.
- Buna inanmam zor.
- Buna inanmak benim için zordur.
Neye inanacağımı bilmiyorum.
Tom bana inanmayacak.
Bana inanmayacaksın.
Tom her şeye inanır.
Herkesin inanacak bir şeye ihtiyacı vardır.
Tom kime inanacağını bilmiyordu.
Tom hala buna inanamadı.
Ona inanacak bir aptaldım.
Sami, İsa'ya inanmaya başladı.
Ben gerçekten burada olduğuma inanamıyorum.
YalnızcaTom'un kazandığına inanamıyorum.
Bunun gerçekten Tom olduğuna inanamıyorum.
Az önce gördüğüme inanamıyorum.
Beni sevdiğine inanamıyorum.
Davet edilmediğime inanamıyorum.
Böyle bir şeye inanman aptalca.
Ona inanmak benim salaklığımdı!
Ben birlikte uyuduklarına inanamıyorum!
Hiç kimse ona inanmayacak.
Seni öptüğüme inanamıyorum.
Gerçekten burada olduğuma inanamıyorum.
Duyduğuma inanamıyorum.
Vazgeçtiğine inanamıyorum.
Kulaklarıma inanamadım!
Resmen tanıştığımıza inanmıyorum.
Tatoeba çok hızlı! Buna inanamıyorum!
Biliyorum, buna inanmak zor.
Bazı insanlar her şeye inanacaklar.
Tom'un gerçekten gittiğine inanamıyorum.
Hiç kimse ona inanmayacak.
Dan kime inanacağına karar vermek zorundaydı.
Tanrım, buna inanamıyorum.
Ben onun gittiğine inanamıyorum.
Tom kulaklarına inanamadı.
Tom şansına inanamadı.
Beni tanımadığına inanamıyorum.
Tom'un onu bildiğine inanamıyorum.
Ki biz bugün dahi inanmakta güçlük çekiyoruz
Hayır, tek kelimesine bile inanamıyorum.
Tom'un bunu gerçekten yaptığına inanmak zor.
Tekrar burada olduğuma inanamıyorum.
Tom'un onu yediğine inanamıyorum.