Examples of using "Utrzymać" in a sentence and their turkish translations:
Formda kalmak için egzersiz yaparım.
Aileme bakmak için çok çalıştım.
Bunun zor olan yanı, aşağıdayken yönümüzü belirlemek olacak.
Tom ailesine yardım etmek için yeterli para kazanmıyor.
Tom sırrı saklamamız gerektiğini söyledi.
Ayakta duracak hâlim yok.
Ya da neden bir dahaki döngüye kadar orada kalmıyor?
Gölün üstündeki buz senin ağırlığını taşımak için çok ince.
Ayakta duramayacak kadar sarhoştu.
O kadar uykulu hissettim ki gözlerimi zorlukla açık tutabildim.
Bunu yapmanın iyi yanı, yüksekte kalmayı sağlaması. Böylece yön belirlemek daha kolay olur.
Sadece "evet" ve "hayır" diyen biriyle bir konuşmayı sürdürmek zor.
Bu kayalar aşırı kaygan! Buraya tutunurken gücüm tükeniyor.
Dişi, kendisinden yüzde 20 daha ağır olduğundan onu zapt etmek için var gücünü kullanmalıdır.